722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

JANUS

SORULAR ANA SAYFA | TÜM JANUS SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Çeşitli İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

17 Haziran 2020
Çok genç duruyorsunuz. (Okültizm ve Gençlik)

Sevgili Janus nasılsınız? Tam korona ile ilgili bir soru soracaktım ki zaten çok güzel bir şekilde yazmışsınız. Gerçekten ama gerçekten öyle karamsar bir anımda okudum ki yazınızı ve o kadar rahatladım ki anlatamam. Çok teşekkürler. Madem soru sormaya niyetlendim o zaman izninizle soracağım; içinde bulunduğumuz şu zor zamanlarda kafamızı biraz dağıtalım. Sitenizde fotoğrafınıza rastladım. Yaşlı bir birey olduğunuzu söylüyordunuz halbuki çok genç duruyorsunuz. Nasıl bu kadar genç kalabiliyorsunuz?

YANIT

Sevgili sanal öğrencime merhabalar… :)

Çok genç durmuyorum, resimlerde olduğumdan biraz daha genç çıkıyorum. Örneğin saçlarım kır, ama nedense resimlere hiç yansımıyor. Yine de yaşımdan genç göründüğümü rahatlıkla söyleyebilirim. Yaşlı olduğumu ise uzun yıllar sonra ilk kez 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı sonrasında anladım: Kendimi hangi kategoriye koymam gerektiğine bir süre karar veremedim.

Olduğumdan genç görünmemin gerisinde ise bir şans değil; öncelikle bir lanet, ardından büyücülüğüm var.

Bu yanıtımı özellikle genç okültist ve satanist arkadaşların okumasını öneriyorum. Belirtmek isterim ki anlatacaklarım sanırım ilk kez duyulacak şeyler; çünkü pek az kimsenin bunları yaşamış veya izlemiş olduğuna inanıyorum. Yaşayıp izleyenlerin ise pek azının dile getirmeye cesareti olabilir.

Bir noktanın daha altını çizeyim: Sözlerim akıl dışı olacak. Anlatacaklarımın açıklamasını yapamıyorum. Ancak yaşadıklarımla, diğerlerinde gözlemlediklerim gerçektir. Gerçeklerin nedenselliklerinin keşfedilmesi zaman alacak olabilir. Bu yüzden kapalı ellerin yavaş-yavaş açılmaya başlaması gerek belki de… Ben de elimi açıyorum. Dürüstlükle, bilgilendirmek amacıyla anlatacaklarımın anlayış ve hoşgörü ile dinlenmesini rica ediyorum.

Genç görünmemin ilk nedeni uzun yıllar önce içinde olduğum ve her şeyimi (bu söz hafife alınmasın) yitirmeme neden olan satanik enerjilerdir. Ülkemizde de gruplaştıkları söylenen satanistlerin gerçek satanist (kötülük enerjisi peşinde) olduklarına inanmıyorum. Bu kişiler -yanılıyor olabilirim, onları yakından tanımıyorum- bence dinsel baskılara başkaldıran ve “özgürlük” dedikleri (ama aslında “rahat yaşama” şeklinde de adlandırılacak olan) bir ortam arayan insanlardır. Bizim görüşümüze göre kendilerini diğerlerinden fazlaca ön planda tutmaktadırlar; ama herkes farklı görüştedir. Benim bildiğim, gerçek kötülüğün ne olduğudur ve kötülük, “olağan” diye dayatılana zıt yönlü işler yapmak değildir. (Kimi zaman olağana zıt yönlü davranmak belki PE bile celp edebilir.) Ancak coğrafyamızdaki satanizme yakın kişileri uyarmak isterim: Bu ekol batılı (mekanik) bir ekoldür ve "Türk gönlüne" (bizlerin çelebi ruh yapısına) uygun değildir. Ayrıca hedef gerçek kötülük olmasa da, ortam son derece kaygandır. Kayıp düşme (farklı bir ortama düşme) olasılığı gerçekten çok yüksektir.

Ben gerçek satanisttim. Ülkemizde satanizm kelimesinin duyulduğunda yeni bir temizleme tozu markası sanılacağı kadar bilinmediği zamanlarda… Çok uzun yıllar önce…

"Uzun yıllar" sözlerime bir nirengi noktası yaratmak adına şöyle açıklamalarda bulunayım: O zamanlar çamaşırları beyazlatmak adına durulama suyuna "çivit" atılırdı. Orta sosyo-ekonomik düzeydeki birçok, üst düzeydeki her erkek kol düğmesi ve kravat iğnesi takardı. "Gel" yerine "gelin" demek nezaket sayılmazdı, nazik kişiler "geliniz" derdi. Kadınlar kural olarak kombinezon giyerler; yağmurlu havalarda ayakkabılarının üzerine kalın plastikten bir ilave kılıf takarlardı (buna galoş denirdi). Bazı erkekler çoraplarının düşmesini bir çeşit diz altı jartiyer kullanarak önlerlerdi. Şarap markalarının reklamı "mecmualarda" yayınlanırdı. (İçkilerin reklamını yapmak yasak değildi, içki içmek ayıp değildi.) Radyolarda kanal, düğme çevirerek değiştirilirdi ve değiştirirken hoparlörden "çıtır-çıtır ve gark-gurk" benzeri sesler çıkardı. Zaten bu radyoları açınca ısınmadan ses gelmezdi. :)

Bu devirde İngiltere’de yaşamaktaydım. Önceki yanıtlarımda bu konuda hayli konuştum, bu yüzden detaya girmeyeceğim. (Önceden söz etmediğim daha ilerdeki yıllara ait bir noktayı açıklayayım: Kendi satanist grubum vardı. Bu grup basında yer alınca ünlü bir köşe yazarı nefret ile bu haberi köşesine taşıdı. "Daha ilerdeki yıllar" şeklinde söz ettiğim olay 30 yıl önceye aittir.)

İngiltere’de ilk gruba girdiğimde filmlerde görüldüğü gibi ruhumu sattım. Karşılık olarak tek bir şey değil, birkaç şey istedim. Hepsini -gerçekten de- elde ettim. Ancak bu -sözde- kazanımlar bana sahip olduğum tüm diğer değerler fiyatına geldiler.

Özetle tam anlamıyla "enayice kazıklanmıştım".

Her neyse… İsteklerimden biri de gençlikti!

Böylece satanizm ve gençlik düşkünlüğü (gerisinde ölüm korkusu vardır aslında) ortamında vampirliğin ne olduğunu anladım.

Şimdi anlatacaklarımda izninizle kendi hakkımda detaya girmeyeceğim; kendimden değil, diğerlerinden söz edeceğim.

İzlediklerimi özetleyeyim:

Ebedi gençlik isteyenlere (bunu verecek enerjiyi davet edenlere) musallat durum vampir mitosunun en reel haliydi; çünkü ebedi gençlik olmasa bile, ağırlaştırılan yaşlanma süreci hipotetik olarak ancak belli bir frekansı olan radyasyonla senkronize olarak elde edilebiliyordu. Yaşlanma (değişim) böyle durdurulabiliyordu. Elde edilen bu duruma “bir çeşit ölü olmak” diyebilirim. Bu durumu sabahları tabuta girmeye gerek kalmayacak “canlı ölülük” diye yorumlamak da mümkündü.

Andığım frekans vampir mitosundaki gibi kanla değil, diğerlerinin enerjisi ile beslenmeyi gerektiriyordu. Ama standart mitostaki gibi enerjiyi verecek olan kişide istek ya da benzeşme yoksa, (ki, bu durum “Vampir davet edilmeyen eve giremez” diye mitlere yansımıştır) o kişinin enerjisi alınamıyordu. Daha da basit bir söyleyişle, besinler (enerji veren donörler) birer “cenin ‘gerçek satanist’”tiler.

Yoğun satanik enerji ile bazı fizyolojik sonuçlar meydana geliyordu.

Aklımda kalan en tipik durumları aşağıdaki gibi aktarabilirim:

  • Ne kadar yıkanılmasa da, ter ve ayaklar kokmuyordu. Bence bunun nedeni dokularda bakteri yaşayamamasıydı. (Bu sözler sadece tahmine dayalıdır.)
  • Bedende (deride) yara açılıyordu… ama, çok geç kapanıyordu. Küçük bir çiziğin izinin geçme süresi aylara dayalıydı ve daima soluk bir iz uzun süre kalıyordu.
  • Kondisyon artıyordu; ama beden dayanıksızlaşıyordu. Sakatlanmalar, kondisyona paralel oranda değildi. Bir sporcunun kondisyonunu geliştirme sürecinde üstlendiği egzersizler, onun kas dokusunda da gelişim sağlar. Satanik gençlikte ise (belki de “çaba ile elde etme” olmadığı için) ciddi bir terslik, bir dengesizlik vardı. Bu zafiyeti gidermek için talisman kullanmak şarttı.
  • Sanılanın aksine, zararlı olarak empoze edilen içki (alkol) ise yıkıcı sonuçlar yaratıyordu.

    [Alkol insan dostudur. Yaraya dökülmesi ile zararlı bakteri kurutulur, can kurtulur. Yaşadığımız salgın ortamında yardımımıza en çok o koşmaktadır.

    Alkolün hayrı MAYA’dan gelir. Maya ve sarımsak anaerkide kutsaldır. (Bir Yahudilik mitinde her ikisi de Gabirel tarafından lanetlenirler. Sarımsak bu yüzden tohumlarından “biter”.)

    Mayadan -Müslümanlığın kutsal taamı, hiçbir dinde görülmediği kadar onurlandırılan, çöpe atılmayan, kuşlara verilen- ekmek yapılır.

    Ekmek ve pide paganizmde de aynı Müslümanlıkta olduğu kadar kutsaldır; çünkü başak, Ana Tanrıça’nın saçlarıdır. Pagan bayramlarda bu yüzden Tanrıçaya ekmekler pişirilir. ((Bu konuda az da olsa bilgi edinmek adına YAZ GÜNDÖNÜMÜ - 1. Bölüm: Summanalia adlı filmi izleyebilirsiniz.)

    Ekmek ve alkol eştirler.

    Alkol lanetlenmesinin çıkış noktası Yahudiliktir. Musa, Yahudi dediği kimseleri Mısır’dan büyük vaatlerle çıkarttığında özel günlerde sadece içki kullanılmasını değil, mayayı yasaklamıştır. Yahudilikte hala kutlanan “Hamursuz” (yani mayasız) bayramının nedeni budur. Yahudiler defalarca “Ana Tanrıçaya yeniden ekmekler pişireceğiz” diyerek başkaldırmışlar, eski inançlarına geri dönmek istemişler, ama Yahveh tarafından korkunç cezalarla cezalandırılmışlardır. (Tevrat, Yeremaya 44:16-19).

    Müslümanlıkta alkol yasağı çok yanlış anlaşılmıştır. Alkol (şarap) ilk başta yasak olmadığı gibi övülmüştür.

    Nahl 67
    Hurmaların meyvesi ile üzümlerden bir içki ve güzel bir rızk edinirsiniz. İşte bunda aklını kullanacak kavim için şüphesiz bir alamet vardır.

    Burada üzerinde durulması gereken nokta ayetteki “aklını kullanacak kavim” (PE taşıyan dengeli kişiler) sözcüğüdür. Kavim aklını kullanamadığı için sonradan ayet Bakara 219 ile nesh edilmiştir. Mesaj, bazı şeyleri dengeli kullanılmazsa toptan yasaklanmak zorunda kalınacağı, bu yüzden dikkatli olunması gerektiğidir. (Salgın yüzünden zorlu günler geçirdiğimiz bu süreçte Sağlık Bakanının “Herkes kendine karantina uygulasın” sözleri dinlenmezse, sokakta belli sınırlar içinde acil işlerini yürüten nice kişi mağdur olacaktır.)

    Kuran'daki mesaj -sürekli yinelediğimiz gibi- alkolün SADECE bilinçli şeklide (ki, ayette “aklını kullanan kavim” şeklinde sembolize edilmiştir) kullanılırsa kutsal olabileceğidir. Biz de aynı düşünceyi defalarca “bir ayağın frende olması” sınırları içinde değerli olduğunu söyleriz. Alkolü "öcü" göstermek, ehliyetsiz kişilerin yaptıkları kazaları ön plana çıkartarak araç kullanımını lanetlemeye benzer bana göre.]

    Alkol aslında pozitif enerji taşıdığı için satanik enerji altında olanlarda olumsuz sonuçlar var etmekteydi. On yılı aşkın süre ağzıma alkol süremeden yaşadım.

  • Cinsel heyecan yok denecek kadar azalıyor, yerini salt elde etme ve hükmetme isteğine bırakıyordu. Bütünleşme, bir olma, “halvet olma” benzeri seksin asıl büyüsünü yaratan hiçbir şeyin anlamı kalmıyordu. Ağır kitaplar, derin düşünceler, pratikte hiçbir yararı olmayacak konularda araştırmalar benzeri (astroloji 9. ev) ortamlar, tartışmalar, beyinle ilgili her şey çekicilik ve aktivite kazanıyordu.
  • Koku duygusu sıfırlanıyordu. Feromonlarla eş seçme imkanı yoktu. (Oysa anaerkide kokular kutsaldır.)

    [Enes’den alınan bir hadiste hz. Muhammet, güzel kokuları ne kadar sevip, önem verdiğini vurgulamıştır. Enes İbn Malik, peygamberin teninin gül, terinin misk koktuğunu -bazı olayları dile getirerek- (kişisel iyi niyetle değil, nedensellik vererek) söylemiştir.]

  • Özetle; yaratılmak istenen sonuç -ne yazık ki pek az kişi fark edebilmiş olsa da- Yahudilik çıkışlı “hayvani yanı sıfırlanmış üstün insan” modeliydi. Bu yaklaşım ile hem hayvanlar küçümsenmiş, hem de insan adlı farklı yaşam formu gerçeğinin yarısı felç edilmeye çalışılmış olmaktaydı.

    Yaşadığım kayıplara daha fazla katlanamayıp anaerkil paganizme geçtikten sonra, temizlenme oranına eşgüdümlü olarak yaşlanmaya başladım.

    Olağan şekilde yaşlanmaya koyulduğumu fark edince -tahmin edebileceğiniz gibi- majikal çalışmalardan yardım almaya başladım. Yıllardır, neredeyse hiç ara vermeden, her gece çalıştığım üç farklı çalışmam vardır. Yine de, son birkaç yılda yaşlanmaya karşı koymanın zorlaştığını da ekleyeyim. :D Aslında yaşlı görünmeyi sevdiğimi de eklemek isterim. Birkaç yıl önce DAHA yaşlı durmak adına havalı bir baston almayı ve onunla gezmeyi planlamıştım. Ama bizim “oralardan” gelen uyarı ile vaz geçmek zorunda kaldım.

    Benim maji ile karşı koymaya çalıştığım durumu “köhnemek” sözcüğü le ifade etmek doğru olacaktır. İnsanın olduğu yaşın en iyi, en çekici örneklerinden olması ona ek bir karizma getirir. (Yani yaşlı ve çekici bir kimse, genç ve olağan çekicilikte bir diğer kişiden daha karizmatik görünür.) Ürkünç olan, her yaşta sahip olunabilecek “pırıltı” ya da “can enerjisi” şeklinde ifade edilebilecek, ne olduğunun çözülmesi zor olan şeye sahip olamamak, onu giderek yitirmektir. Yaşarken -hangi yaşta olursa olsun- gerçekten eğlenen, keyif içinde olan insanların EM alanı diğerlerinde algılanınca (her birimiz diğerininkini algılarız, senkronize olmak farklıdır) onlara da keyfinden bir nebze aktardığı için çekici görünür. Hele ki senkronize olacak dalga boyundakilere karşı konulmaz görünür. Bu yüzden -elimi yine açayım- majikal çalışmaları arasında -cildim kırışmasın- çalışması yoktur; ki, böyle bir çalışma yapmak da son derece doğal ve mümkündür. (Ama adeptlik işte bu anda, “Hangi konuda çalışma yapılması gerektiğini anlamak manasında” devreye girer.)

    [Şu anda beni okuyan, ama bizim ekolden olmayan maji öğrencilerine "Hangi çalışmayı yapmak doğrudur?” konusunda bir tüyo vereyim: Diğerleri tarafından beğenilmediğini düşünen ama çok sayıda kişiyi çekmek isteyen istiyorsanız, dilerseniz çekicilik çalışması yapabilirsiniz. Ama bu yaklaşım ortalama bir majisyenin seçimidir. Adept, çekici olmama nedeninin kendi beynindeki bir güvensizlik alanı olduğunu bilir, çalışasını bu aşanı dağıtmak adına yapar. Böylece sonuç hem daha kesin, hem daha kalıcı, hem de daha sağlıklı olur.]

    Bu yüzden yaşıtlarımı artık Geras’a tapmaya davet ediyorum!1 :) (Kimseye taptığımız yok, insan bilinci tarafından Geras adı altında belirlenmiş alan ile kontak haline geçmeye davet ediyorum.) Çünkü Geras tapımında şuna inanılır: “Bir insan ne kadar çok geras elde ederse, onda o kadar çok kleo (şöhret) ve arete (mükemmellik ve cesaret) vardır.

    Yanıtlarımdan birinin (sanırım Coronavirüs hakkında olanın) sizi rahatlatmasına çok sevindim. Ben de size bunu belirterek bana bir armağan verdiğiniz için teşekkür ederim. Umarım karizma adlı büyülü kavram yaşamınızın son anına dek katlanarak artar… Bence dileklere gerek yok, zaten öyle olacak… mesajınızdaki ruhumu ısıtan sözler söyleyebilmenizden belli bu. Arada karamsarlığa kapılmak su gibi olağandır; henüz makroda bulunduğumuz için olmaması olağan dışıdır. Önemli olan -tıpkı sizin gibi- bir yolunu bulup, bu beyin süredurumunu dağıtabilmektir. Sizi bu nedenle de tebrik etmeme izin verin.



    DİP NOTLAR

    İleri yaşlar tanrısı.


    ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

    Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -