Adept Majisyen
Manyetik Maji
Pozitif Enerji
BİLGİ ALIN >>
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

YAŞAM ve İLİŞKİLER

ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR        |        SORULARIN KABUL EDİLME KRİTERLERİ        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

722 Ekolü ve Eğitimleri | Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Astroloji
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Fal/Tarot |
Ruhsal Sorunlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

1 Mayıs 2023
Güzel değilim. Çok dertliyim.

Merhaba siteyi kesfettigimden beri içinden çikamiyorum adeta bu siteye hapsoldum :) bilgi birikim ve donanimin beni çokmu çok etkiledi. sorunlu bir ailede büyüdüm liseyide bitiremedim ve görece çirkin bi kizim (evet yüzüme küçüklügümden beri defalarca çirkinligim söylendi) hatta hiç unutmam 7-8 yaslarindayken arkadasimin rahmetli annesi bana bakip 'bu kim ayni maymuna benziyo' deyip gülmüstü. Ergenlik gençlik olgunluk... Bu degismedi. Eh estetik olacak paramda yok kremler makyajlar lensler saç boyalari kaynaklar gücüm yettigince bilseyler yapmaya çalistim ama yok çirkin geldik çirkin gidiyoruz. (Kadinlara tüm kapilari açan malum önce dis güzellik) buna ragmen harika bi dans yetenegim vardi 20/27 yas arasi dans edip para kazandim (evet çirkindim ama özgüvenliydim) daha sonra bir rahatsizlik geçirdim (sakatlandim) ve asiri kilo aldim zaten pek erkeklerin ragbet ettigi bi kiz olmayinca bugüne kadar tek bir kisiye asik oldum oda yanima yakismiyosun demisti mesela :) yani 33 yasindayim bugüne kadar 1 sevgilim oldu oda oldu sayilmaz gerçi beni sevmedi arada cinsellik için kullandi sonra yanima yakismiyorsun çirkinsin dedi ah ne dertliyim dimi janus. Esmalari arastiriyorum bazi esmalarin güzellik verdigi yaziyor Ya Nur Ya Musavvir gibi çekiyorum ama olmuyor o genel nursuzluk hali gitmiyor. Olabildigince sicakkanli olmaya çalisiyorum ama genel olarak hiç arkadasimda kalmadi. Birine naber yazsam ya günler sonra dönüyor yada kestirip atiyor (kiz kankalarim) hiç naber nasilsin diyende pek yok bildigin asiri yalnizim anlayacagin. Yinede umutla hayata sariliyorum ama aranmadigini sevilmedigini deger verilmedigini görmek kiriyor tabi ki. Kendimi güzellestirmek sosyal ortam yaratmak ask yasayabilmek için ve ilgi çekici bi kiz olmak için ne gibi çalismalar yapabilirim? Bir önerin olur mu? Egitimlerine girmeyide çok istiyorum maddi olarak uygun oldugum an giricem insallah simdiden cevabin için tesekkürler

YANIT

Ben yaşam koçu değilim; insanlara cesaret ve yaşama arzusu vermeyi hiç bilmem… buna da pek inanmam. Çünkü saklanan gerçeklerin eninde sonunda saklandıkları yerden çıkmak gibi kötü bir huyları vardır.

Doğrudur; literatüre göre cesaret verici sözler, duyanda PE celp ettirdikleri için sorunun çözümünde katkı sağlarlar.

Sağlarlar mı?

Belki…

Ancak inançlar genelde köklüdür ve sözler ne kadar umut verici olursa olsun, genelde inanış kalıplarına dokunamazlar, ya da dokunsalar bile etkinlikleri uzun süreli olamaz. Adamı güzel sözlerle (sözde umut verici sözlerle) aldatmak, çözümün başlama noktasını da ileri atar; çünkü çözüm -özellikle ağır sorunlarda- dibe vurma (yani acı ile yüzleşmelerin artık dayanılmaz hale gelmesi) noktası ile başlar. Bu nokta, insanın çözümü görmezden gelme inadının bitme noktasıdır da.

Ve başlayalım.

" Kendimi güzellestirmek sosyal ortam yaratmak ask yasayabilmek için ve ilgi çekici bi kiz olmak için ne gibi çalismalar yapabilirim?"
Bana sorarsanız pek bir şey yapamazsınız; çünkü beyninizde çekici olmadığınız inancı, size bu mesajı yazdıracak kadar köklü biçimde yer almaktadır. Bu denli yoğun alanları, hatta kalıpları, dağıtmak süre ister… emek ister.

Bu gibi durumlarda bize göre yapılması gereken HİÇ BİR ŞEY YAPMAMAKtır; çünkü çözüm adına üretilen her düşünce ya da girişilecek eylem, beyindeki adı geçen alanı eksite edecektir. Anılan alanlara bilim ortamında "nöral yolak" (neural pathway) adı verilir. Yolak ise patika demektir.

[Bu bilgilere ilk ulaştığımda İngilizce sözcük "pathway"in manasını anladığımı, "yolma" eylemini çağrıştıran "yolak" sözcüğü için internete baktığımı anımsadım. Özgünlük adına kendi dilimi anlaşılmaz kılanlara (hatta kelime manasını, yabancı dildeki karşılığından aratanlara), yani dili bölenlere, selam olsun!

Dili bölmek Yahveh eylemidir ve insanları bölmek için bu işi yapmıştır.

Tevrat, Yaratılış 11
6 “Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar” dedi,
7 “Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.”
8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu.
]

Patikayı yok etmek için yapılması gereken ise tabidir ki üzerinden geçmemektir.

Konuyu an bazında bile düşündüğünüzde, hatta birisi size "Sen Best Model finalisti bilmem kime benziyorsun" dendiği anda bile alan güçlenecektir. Bu yüzden önerim kendinizi her nasıl görüyorsanız o şekilde kabul etmektir. Çok zordur… Evet; dibe vurmaktır. Ama köklü çözümlerin hangisi kolaydır ki? Makroda kolay çıkış yoktur.

Şimdi biraz teorik konuşalım.

Kozmetik cerrahi, sadece kişide inandırıcılık var ederse başarılı olur. Oysa, her ne kadar tersi savunulsa da, estetik ameliyatların bir çoğu başarısızdır. Başarılı olanlar bile zaman içinde başarılarını yitirecek olabilirler; çünkü canlı doku hiçbir zaman aynı şekilde kalmaz. Değişir. Hiçbir cerrah bu duruma karşı koyamaz.

İkincil olarak: Mutlak güzel diye bir şey yoktur. Pek çok kişiye saçma gelecek bu sözün gerçekleri ifade ettiğini kanıtlayayım. Erkek modelleri çekici bulmayan pek çok hanım arkadaşım olmuştur. (Bu konuda bir araştırma bile yaptık.) Çok güzel diye tanınan nice aktrisi itici bulan tonla erkek vardır.

En önemlisi: Güzellik ile seksilik çok, ama çok farklı şeylerdir. Karizmayı hatlar değil, bir ruh hali var eder.

Editörün notu: Çekiclik ve elde etme yolları ile seksilik ve elde etme yolları hakkında Altar-Stil.com adlı sitemizi ziyaret edebilirsiniz. İlgili başlıklar ve daha pek konu her iki cinsin yararlanabileceiği içeriktedir. Program için lütfen tıklayın!

Çekicilik -adı üzerinde- "çekmek", bir rezonanstır. Spinlerin manyetik momentlerinin paralleşmesi ile ilgilidir. Cinsel çekicilik kazanmak adına sorulması gereken soru, "Nasıl daha güzel olurum?" değil, "İçinde yaşadığım kültürün genel erkek beklentileri ile rezonans yapmak için ne yapmam gerek?"tir.

Aslında tüm dünya erkeklerinin pek çoğuna çekici gelmek sanılandan kolaydır… ve bunun en basit yolu erotik olmak, yani "göstermek"tir. "Erkekler gözleri ile sever" cümlesinin doğrusu "Erkekler görerek uyarılır"dır. Ve uyarı içindeki erkek, gördüğünü "güzel" olarak yorumlar. :)

Başarılı şekilde, yani kıvamında (sınırları dozunda zorlayarak, sıradanın ötesine geçerek) gösteren; kolay vermese de, çok umut veren ;-) kadınlar -gerçekten maymuna benzeseler bile- erkeklere (sekse açık erkeklere) seksi gelirler. Erkeklerin "çok şahane kadın", "acayip seksi hatun" veya "tam dişi" dedikleri kadınların görüntüsüne bakan nice kadın ciddi oranda şaşkınlığa düşebilmektedir. Erkek beyninde uyarı yaratan güzeldir bilgisini veren farklı bir neural chip vardır. :DD

Yine cümlelerinize gelelim; ama önce bir bilgi paylaşayım: NE celp olunca, kişiyi en zayıf yerinden vurur. Sizin zayıf noktanız (bunun nedenini bulmak hiç kolay değildir ve bunu -sürekli laf soktuğum psikologların, terapi falan gibi şeylere gerek olmadan, basit bir sohbette bile sezebildiklerini düşünüyorum) görsellik olduğu için, celp ettiğiniz NE, sizi bu konuda "didiklemektedir."

" sorunlu bir ailede büyüdüm "
Kimse sorunlu ailede büyümez; çünkü "sorunlu aile" denilen yapı, olağan ve standart bir yapıdır. Yani herkes sorunlu ailede büyüdüğü için (bu durum bir genelleme olduğu için), özel bir olumsuzluk içeren durumdan söz etmek mümkün değildir. Ailelerin neredeyse tümünün sorunlu olma nedeni, çocuklarına MECBUREN (hayatta öldürülmeden, ya da akıl hastanesine kapatılmadan yaşayabilmelerini sağlamak adına) DOĞA DIŞI (yani hatalı) bilgileri (ataerkiyi) öğretmek zorunda olmalarıdır. Herkes -doğal olarak hissettiği- ebeveynlerine yönelik sevgi ile, onlardan gelen, DOĞAL olarak hatalı olduklarını HİSSETTİKLERİ bilgiler arasında sıkışarak büyür. PE sahibi beyinler bu süreci atlatır; NE sahibi beyinler takılır, sürekli celp ettikleri NE ile giderek olumsuzluğa ilerlerler. (NE sahibi beyin, kötü insan demek değildir.)

" görece çirkin bi kizim (evet yüzüme küçüklügümden beri defalarca çirkinligim söylendi)"
Bu cümle bütünü ile akıl/gerçek dışıdır. Bir kişi asla birilerinden sürekli çirkin olduğunu duymaz. Rastlantısal olarak -büyük bir şanssızlık sonucu- 2-3 kez olumsuz nitelemeler FARKLI kişilerden duyulmuş olabilir, bu da üzerinde durulacak bir durum değildir. Sürekli yinelenen benzer övgü ya da suçlamalar, genelde aile içinden, aile bireylerinin belli bir düşünceyi -mantıklı nedensellik olmadan- benimseyip, çokluk taklit sonucu yinelemelerine (gevelemelerine) dayanır. Ailenizde böyle bir süreç yaşadıysanız, doğrudur, bu bir darbedir. Atlatması kolay olmayabilir; çünkü "bir adama kırk gün delisin dersen o adam sonunda delirir". Ancak anladığım kadarı ile ailenizden böyle bir etki almamışsınız.

" hatta hiç unutmam 7-8 yaslarindayken arkadasimin rahmetli annesi bana bakip 'bu kim ayni maymuna benziyo' deyip gülmüstü."
Bu konu ile ilgili üç olasılık şıkkı vereyim:

  • Kötü niyetli kişilerin kırmak amacı ile söyledikleri sözler genelde gerçeklikle alakasızdır.
  • "Maymun" benzetmesi sevecenlik ifade ediyor olabilir. (Uzak bir teyzemin, Zuhal Teyzemin, en sempati duyduğu kişilere gülerek "Mayy-munnnn" dediğini ekleyeyim.) Söz ettiğiniz hanımın sözü gülerek söylemesi bana sözde olumsuz bir içerik olmadığını düşündürdü.
  • Bazı kişiler, kendi güzellik skalalarına uygun olmayan kimseleri aşırı çekici buldukları için onlara fark etmeden duyana küçümseyici gelecek şeyler söyleyebilirler. Bir arkadaşımın "ördek bu yaaa…" sözü, benim "şapşallll, şabalakkk" sözüm tarafsız bakınca aşağılayıcı sanılabilse de, derin bir sempatiyi yansıtmaktadır.

Ayrıca bir tek kişinin sizi maymuna ya da kuğu kuşuna benzetmesi, o kişinin gerçeklerden söz ettiğini kanıtı değildir. Dahası; insanların geneli ciddi görsel olumsuzlukları -çok öfkelenmedikçe- dile getirmezler.

" Ergenlik gençlik olgunluk... Bu degismedi."
Bu cümlenin gerçekleri ifade ettiğine inanmam olanaksızdır. Bir kişinin sürekli çirkinliğine vurgu yapılan bir ortamda yaşaması MÜMKÜN DEĞİLDİR. Bu kişi gerçek anlamı ile bir estetik kusur taşıyorsa, çocukluk sürecinde yaralayıcı sözler işitebilir; ancak ergenlik sonrasında pek çok kişi kusurları insanların yüzüne vurmaz. Eğer olayları büyütmediyseniz (ki NE yüzünden büyüttüğünüze inanıyorum), sürekli duyduğunuz olumsuz sözlerin gerisinde KENDİ NEnizi (sizi didikleyen şeytanı) aramanız gerekebilir.

" Eh estetik olacak paramda yok kremler makyajlar lensler saç boyalari kaynaklar gücüm yettigince bilseyler yapmaya çalistim"
Ben uzun yıllar hanımlara görsellik açısından danışmanlık verdim. Saç renklerinden, makyajlarına; almaları gereken estetik müdahalelerden, giyecekleri kıyafetlere dek belirledim ve çok hanımı -alçak gönüllü olmayacağım- YENİDEN YARATTIM. Reelde tanıdığım ve beni bu sitede okumakta olan bazı hanımlar şu anda gülümsemekte olabilirler. Arzu ederseniz birkaç fotoğraf yollayın, size görüşlerimi ve önerilerimi -ücretsiz- bildireyim.

" (Kadinlara tüm kapilari açan malum önce dis güzellik)"
Yine yanlış. Ve doğru: Dış güzellik bizde kutsaldır. Herkes güzelleşmeye çalışmalıdır; bu bir tapımdır. Kişiyi karşı cinse çekici (arzulanan) kılmak için ise güzellik -lütfen dikkat edin- o kadar ÖNEMLİ DEĞİLDİR. Çağımızda "dikkat çekmek" olarak nitelenen alandır son sözü söyleyen.

Bu gerçeğe somut örnek vereyim: Matrix 1'de üç tane ajan vardır: Smith, Brown ve Jones. Smith rolünü, aktör Hugo Weaving üstlenmiştir. Çok karizmatik bir adam olsa da, estetik ölçülere göre yakışıklı sayılamaz. Ajan Brown ve Jones rolündeki aktörler ise birer estetik mucizesi denilebilecek yüzlere sahiptirler. Üç aktörün resimlerini yan yana koysanız ve -derler ya- "yüz kadına sorsanız", kadınların diğer iki ajanı çekici bulacakları yüksek bir olasılıktır.

Ama Weaving malı götürendir.

Bana "onun rolü önemliydi, dikkat bu yüzden çekti" derseniz, size "peki neden o rolü diğer güzel iki aktör seçilmedi?" derim. Weaving'da, işte o adı konamayan karizma vardır. Berbat bir adamı canlandırsa da, o film ile tonlarca hayran kazanmış, yanında duran o iki güzel adamı -değim yerinde ise- silip atmıştır.

Çekim; fizik güzellikle HİÇ ilgili değildir. Fizik güzellik, bakanda güzel duygular var ettiği için kutsaldır. Ayrıca seksapel bammmbaşka bir konudur. Yani karizma ve seksapel başka-başka konulardır.

" asiri kilo aldim zaten pek erkeklerin ragbet ettigi bi kiz olmayınca"
Yine yanlış. Kilolu hanımlara erkeklerin rağbet etmediği bizi gerçekten çok çok üzen bir ataerkil yalandır. Gerisinde, binyıllarca tutsak ederek alt edemediği kadın enerjisini, güzellik kavramını kullanarak "zayıf iyidir" yalanı ile AÇ BIRAKARAK alt etmek vardır.

Ben cinselliğin içinde yaşıyorum; lütfen inanın: Pek çok başarılı eskort kiloludur. Online seks gösterisi yapan porn modellerin arasında -değim yerinde ise- sirklerde yer alabilecek kiloya varan kiloda modeller vardır. HEPSİNİN DE PARA KAZANMAKTA OLMALARI, erkek zevkinin sınırlarının olmadığının kanıtıdır. İnsanları "bu iyidir" cenderesine sokan şeytandır. Parmak izi kadar zevk vardır.

Doğrudur; erkeklerde ataerkil yönlendirme bulunabilir. Ancak içsel yapı, doğal içgüdüler, hormonların verdiği çizgilerin çekici bulunması bilgisi (ki, östrojen yağ yapar) silinemez. Bunu erkeğe hatırlatan kadın, kural dışı olsa da, çekici gelir.

" bugüne kadar tek bir kisiye asik oldum oda yanima yakismiyosun demisti mesela :)"
Bu sözü edebilecek birine aşık olabilmeniz, alanınızda NE olduğunun bir diğer kanıtıdır. "Bana eşinin kim olduğunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" sözü anlamlıdır. Ayrıca öfke anında insanlar karşılarındakini en kıracak sözü söyleme eğilimindedirler. Bu pis huy, PEK ÇOĞUMUZDA vardır. PE celp etmek isteyen kişilerin ise öfkesi yüzünden yanlış yapan kişiye biraz hoşgörülü olmaları gerekir. Söylenen sözün nedeni, ilişkiniz boyunca bu arkadaşa çirkinliğinize inandığınız hakkında bilgi yüklediğinizi için sizi kırmayı isteyince bu doneyi kullanması olabilir. Ayrıca eğer aranızda bir ay süreli bile ilişki oldu ise kendisine "neden yanına yakıştırmadığın bir hanımla bir ay yaşadın?" diye sormak gerekir.

" gerçi beni sevmedi arada cinsellik için kullandi sonra yanima yakismiyorsun çirkinsin dedi"
Bu arkadaşa şimdi de "İyi de, beni "çirkinsin" diyecek şekilde algılıyorsan, benden nasıl uyarıldın?" demek gerek…

"Cinsellik için kullandı" sözü bütünü ile ataerkil -hatta daha cesur olayım- "şeytan işi" bir düşüncedir. Anaerkide seks, İLİŞKİNİN EN NORMAL, EN İYİ EN DOĞRU BAŞLANGICIDIR. Erkeklerin gönlüne mutfak kadar seks ile girilir. Bunda hiçbir yanlış yoktur; çünkü erkek beyni bu yapıdadır. Böyle yaratılmıştır. (Bölünürken bu yapıda var olmuştur.) Erkeği seven, olduğu gibi sever… en azından yapısına saygı duyar. Ancak bu ilk adım kadın tarafından geliştirilebilir; rafine edilebilir. Ama söz konusu rafine etme olayı mutlak gereklilik değildir. Sadece sekse dayalı ilişkilerde DE insanlar birbirlerine çok güzel (pozitif) şeyler hissedebilirler. Bu görüşte ("cinsellik için KULLANDI" prototipine sahip) bir kişi olduğunuz için bile çirkin olduğunuza inanıyor olabilirsiniz.

" ah ne dertliyim dimi janus."
Beyninizde dert, elem, kasvet gibi kavramları var edecek NTlerin salgılanmasına neden olan bir EM alan var. Büyütecek bir şey değil; herkeste farklısı var. Düşünmezsenize dağılır. Hayat -kişi kasmazsa- basittir.

" Esmalari arastiriyorum bazi esmalarin güzellik verdigi yaziyor Ya Nur Ya Musavvir gibi çekiyorum ama olmuyor"
Önceki yanıtlarımda söz ettiğim gibi ÖNCEL OLAN BEYİN ELEKTRİĞİNİN BOYUTUDUR. Bu yüzden maji aprentislerine Pozitif Enerji eğitimi alma gerekliliğini de vurgularız. Bu demektir ki, beyninizde NE varsa -bunu da hep yazdım- lanetleme çalışması yapamayacağınız kadar, pozitif konulardaki çalışmalarda da başarılı olamazsınız. Bu sözlerin basit açılımı "NE, gerçekliği isteğin/özlemin/ihtiyacın tam tersi yönde çöktürür"dür. Bu yüzden -bir kez daha yazayım- MAJİNİN ÖNCEL KONUSU MAJİSYENİN KENDİ BEYNİDİR.

" Olabildigince sicakkanli olmaya çalisiyorum"
Sevgili kardeşim, bana kırılmayın, SİZİN İÇİN yazıyorum: Siz, mesajınızı size yazdıran NE içindeyken insanların sizi sıcakkanlı olarak algılaması hayli güç. Bence yaptığınız "kötü bir sıcakkanlılık taklidi"dir. İnsanlar yapaylığı sezerler.

" ama genel olarak hiç arkadasimda kalmadi. Birine naber yazsam ya günler sonra dönüyor yada kestirip atiyor"
:) Bu da pek çok kişinin başında olan "bir dert" demeyelim, bir durum. Çağın şartları bu durumu yarattı. Üzerinde durmayın. Onlara çekici gelecek ortam yaratmazsanız, bu hır-gür içinde (yaşam şartları -tüm teknolojik gelişmeye rağmen- artık çok zor, aradaki farklı açıkça görecek kadar yaşlıyım) size dönmemelerini ANLAMANIZ GEREK.

Çekmek… çekici olmak…

Düşünün bir kez: Nasıl çekersiniz?

Basit: İnsanlara istediklerini vererek! Onları eğlendirerek… Dertlerini unutturarak… Siz ise sizi -darılmayın- "pış-pışlayacak eğlendirici" arıyor olabilirisiniz. Eğer yanılmadıysam insanlar bunu da sezmektedirler.

" bildigin asiri yalnizim anlayacagin."
Bizlerin (şu anda tüm arkadaşlarımın adını tek tek saydığımı, onların izni ile saydığımı varsayın) bu sözünüzden üzüntü duymamız olanaksız. Bizim 722 sisteminin temeli yalnızlık değil, BİR BAŞINALIĞIN kutsallığı üzerine kuruludur. Bu GERÇEĞİ benimseyebildiğiniz, bu gerçek ile kucaklaşabildiğiniz zaman, insanları giderek hayatınıza GEREKTİĞİ KADAR alırsınız. Belki gerekmez… belki bir grup içinde olmak gerekir… Ancak gördüğüm odur ki, grup içinde olmayı özeyen, ama olamayan kişiler, aslında insanları değil, insanlardan elde edeceklerine düşündükleri "beslenmeyi" aramaktadırlar. Böyle bir şey makroda olmadığı için bulamazlar. Şu da var: İnsan nasıl "aşırı" yalnız olabilir? ;-)

" Yinede umutla hayata sariliyorum ama aranmadigini sevilmedigini deger verilmedigini görmek kiriyor tabi ki."
:) Hayata sarılan insan bu sözleri etmez. :) Sizin sarılmanız, boğulmakta olduğuna emin olan bir kişinin yanındakine sarılmasıdır. Bu da bir "hayata sarılmak"tır… ama sizin söz ettiğiniz (içerikte "pozitif bakmaya çabalıyorum" ya da "pozitif bakmayı beceriyorum" sözlerinin anlamlandırdığı) "hayata sarılma" değildir. Ya boğulmakta olmadığınıza inanacaksınız… ya da yüzmeyi öğreneceksiniz. :)

" Kendimi güzellestirmek sosyal ortam yaratmak ask yasayabilmek için ve ilgi çekici bi kiz olmak için ne gibi çalismalar yapabilirim?"
TEK BİR ŞEY: Beyninizdeki negativite alanını, İNANDIĞINIZ HER KAVRAMI TERSİNE ÇEVİREREK silmeye çabalayabilirsiniz. (Basit örnek vereyim: "Biri beni aramıyor, çok yalnızım" düşüncesi uyandığında, "Dur; Janus ne demişti? Bu yanlış demişti. O zaman hemen değiştirmem gerek, şunu diyeceğim: 'Kimse beni aramaz, yalnız dediğim şey şahane bir konumdur, çünkü doğal yapıdır. Bu ortamda RAHAT OLMAYI BECERMEM GEREK' " demeniz lazım.

Bu konuda (kendi beyninize maji yapmak adına) maji de öğrenebilirsiniz.

Çevresinde insan isteyen insanlar diğerlerine sevecekleri bir şeyi verir. Bunun için -günümüzde pek moda olan- astrolojiyi öneriyorum. Benim kitabı alın, biraz bir şeyler öğrenin, çevrenize (yaşadığınızı çevre, komşular, iş ortamı dahil) ücretsiz harita çıkarttığınız yayın. KURAL OLARAK GÜZEL ŞEYLER SÖYLEYİN. Bence kısa ürede taşıyabileceğinizden çok daha fazla kişi çevrenize doluşacak. :) Arzu ederseniz siteye mail atın, kitabı ücretsizi yollayacaklar. (Tabi ki astroloji öğrenmek için kitabım şart değil; canınızın istediği kitaba başvurabilirsiniz.)

" beri içinden çikamiyorum adeta bu siteye hapsoldum :) bilgi birikim ve donanimin beni çokmu çok etkiledi."
Sağ olun sevgili sorunlu şeker hanım. :)

Toparlayayım. Çok klasik olacak ama doğru: Çirkin kadın yoktur. Makyaj yapmasını bilmeyen kadın vardır.

Bu söz doğru…

Ama biz ahlaksız paganlar farklı bir söz ederiz.

Biz deriz ki: "Çirkin kadın yoktur; erkekleri aslında pek de sevmeyen, bu yüzden beklentilerini karşılamayı "zül addeden" kadın vardır." :D Ha, şu da var: "DOZUNDA (yoluyla, yöntemiyle) KIŞKIRTMAYI bilmeyen kadın vardır."

Kışkırtmak BİR EYLEMDİR. Kalıp gibi "oturur pozda duran" :DD nice güzelde olamayacağı gibi, doğru davranan/giyinen, gülüş/kahkaha dahil, SAÇLARINI ve beden dilini dibine kadar seksi kılan kadına küple vardır. :DDD

Hanımlar bunu doğal olarak bilirler… o yüzden bu bilgi unutturulsun diye bastırılırlar. Hanımlara bu konularda akıl vermek haddimiz değil. Ama olur-a unutan varsa, hatırlatma babında, dileyen soru sorsun, anlatayım.

[Yeni moda tuzak, "akıl"… Yemeyin hanımlar… Zaten gerçek (işe yarar) akıl SİZDE var. Erkeklerin negativitelerine özenmeyin. Sizden akıl bekleyen erkeklere "Haaayyyy… sıkıldım. Ben kadınım yavrucum, beğenirsen… Deniz mi diycen, içgüdü mü diycen… ne dersen… işte tammmm oyum. Beğenmiyorsan, sana benzerlerinle mutluluklar dilerim. Senin kumaşın onlar. Ablanı dinle, doğru yerde avlan" deyiverin… Ardından bir şuh kahkaha patlatarak çene havada, saçları uçurup, başka yerleri çalkalayarak uzaklaşmayı unutmayın. Aklı ataerki ile bulanmış adamcağızı doğruya yola çekmek (bacak arasında silahını da çektirmek) sevaptır. ;-)

Eğer arkanızdan aval aval, ya da efil efil bakmıyorsa, ben de bir şey bilmiyorum demektir. :DDDDDDD

Size bir de anımı anlatayım: 80 yılında, çok ünlü bir psikolog olan ve TVde bile programlar yapan (artık diğer alemde) bir hanım çok yakın dostumdu. O zamanlar satanisttim. Pis kimliğime bakıp diğerleri gibi bana kuşku ile yaklaşmazdı; yerine, "Seni yağmurlu havalar gibi seviyorum" derdi. (Hanım arkadaşım değil, gerçek dostumdu.)

Öyle bir kadındı ki, yaralandığım bir gün, üzerimden kanlar akarken aileme değil, ona koşmuştum. (Nasıl kanamam olduğunu indiğim taksideki döşemede gördüm: Aracın koltuğunda kandan bir gölcük vardı.)

Geniş kalçalarını küçümserdim. Bir gün bana "kalça kadını gösterir, erkekler de sever" dedi. Ve bana bir kanıt sunmak adına ayağa kalktı. Çenesini -tam yukarıda anlattığım gibi- havaya kaldırdı ve hiç unutmam, eteklerini sallaya sallaya, gerçekten unutmadığım ve pek çok başı kaldıran bir kalça salınımı ile yürüdü.

Kesinlikle güzel değildi. Ama inanılmaz bir seksiliği ve kendine güveni vardı.

Utanarak ekleyeyim: O anda kendisini budala bulmuştum. Bu pis sözü şu nedenle dedim: O zamanki beyin elektriğim ile aklımdan geçen laf "Budala" olmuştu.

Bana o zamanlar budalaca gelen gösteri ise otuz yıldan fazla zaman sonra 722nin var olma sürecinde yapı taşı şeklinde yer alacak önemli etmenlerden biri olacaktı.
]


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -