722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

RUHSAL SORUNLAR

SORULAR ANA SAYFA
Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Çeşitli İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

TÜM RUHSAL SORUNLAR HAKKINDAKİ SORULAR

Psikologlar ve Psikoterapi/Analiz hakkındaki görüşlerimiz, ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR >> Temel İnançlarımız linkinde yer alan
“Psiko-terapi ve psiko-analiz hakkında” ve “Psikologlar hakkında” başlıkları altındadır.

17 Şubat 2020
Antidepresanlar Hakkinda Ne Düsünüyorsunuz

Selam Janus ben bugün bir çok kisiyi ilgilendiren bir konu hakkinda soru sormak istiyorum. Bir çok kisinin kullandigi antidepresanlar hakkinda ne düsünüyorsun zararli mi faydali mi fikrin nedir? Simdiden tesekkür ederim.

YANIT

Yanıtıma geçmeden bazı insanların "ruh hastası" ya da "kişilik bozukluğu olan kimse" şeklinde ifade edilmesi hakkındaki kişisel düşüncelerimi söyleyeyim; bundan sonra anti-depresanlar bildiklerimi aktarayım. Kişisel düşüncelerim köşeli parantezin içindedir ve dileyen bu bölümü parantezin kapanma noktasına dek atlayabilir.

[Psikoloji “ruh hastalıklarının tedavi yöntemi” olarak tanıtıldı; ama aynı disiplin, “ruh” diye bir şeyin varlığına inanmıyordu.

Giderek bu değim terk edildi, söz konusu durumlar “kişilik bozukluğu” olarak adlandırılır oldu.

Hiçbir insan ise bir kişinin (her ne uzmanı olursa olsun) diğerine “senin kişiliğin bozuk” demesinin, karşısındakini böyle görmesinin, böyle görmeyi olağan kabul etmesinin baştan hatalı bir tutum olduğunu ve de bu bakış açısının tehlikesini fark edemedi. Geçici sıkıntılar yaşayan insanları “kişiliğin bozuk” kanırtması ile bir yandan da çaktırmadan “hasta” ilan etmenin yaratacağı sonuçlar göz ardı edildi.

Çok yeni bilim dalları olan ve kuantum mekaniğinin çözdüğü bilimsel düğümler sonrası ortaya çıkan ETC, QM benzeri bilim dalları bilinci psikoloji adlı disiplinin kabul ettiğinden çok farklı şekilde görmektedirler. Psikolojinin -deneysel kanıtı olmayan- “bilinç, nöronların çakışı ile oluşur” determinist yaklaşımının hatalı olduğunda ısrar etmekte ve bilinç hakkında yepyeni kanıtlar getirmektedirler. Eğer bu bilim insanları yanılmıyorlarsa, antidepresan kullanıcılarının kimyasalları boşu boşuna yuttukları ile kalacakları açıktır.

Bilinç, ne olduğu bilim tarafından çözülememiş bir şeydir. Ne olduğu bilinmeyen bir şey üzerinde, “tedavi” adı altında, uygulamalar yapmak doğru olabilir mi?

Ayrıca bilinç, somut bir gerçeklik değildir ki hastalansın? (Uzay-zamanda yeri olmayan EM alan hasta olabilir mi?) Sübjektif olan bir şeyin, hastalanabileceği ya da bozuk olduğu nasıl düşünülebilir? Sübjektif bir ortamın sorunları, makrokozmos (madde, çökmüş dalga fonkisyonu) ortamı sorunu olan “hastalık” kapsamında algılanabilir mi? Böyle algılanması ile sorunlar giderilebilir mi?

Bu "tedavilerin" bir diğer tehlikesi ise HER İNSANIN DOĞUŞTAN SAHİP OLDUĞU (tıpkı yaraların kapanması, antikorların virüslere karşı gün içinde verdiği onlarca savaşı kazanmaları benzeri) "kendi kendini iyileştirme" mekanizmasını yok etmeleri ve "insanların öncel olarak ilaç ile tedavi edilebilecekleri" hakkındaki çağdaş(!) bilgiyi sübjektif ortamlar söz konusu olduğunda bile beyne yerleştirmelerdir.

Tüm bu tutumlar herşeyi madde ortamı ile sınırlı görme (bu nedenle de söz konusu görüş ile çözüm arama) eğilimindeki -bence- hatalı düşünce tarzlarıdır. ]

Önce nöromodülatör diyelim...

Nöromodülatörler (NM), nörotransmiterlerin (NT) alt grubudur. Beyindeki nöronlarca meydana getirilen elektriğin, nöronlar arası boşluk diyebileceğimiz sinapsı geçmelerine neden olan bu kimyasallardır. NMler -kabaca- kişiyi iyi hissettiren kimyasallardır, volüm transmisyonu (buna basitçe “çoklu salgılanma” diyelim) yapmaktadırlar. Serotonin ve Dopamin bunların içinde en ünlüleridir. Antidepresanlar (AD), serotonin ve bir diğer NM olan noradrenaline yıkımını engeller, yani bunların olağan hallerinden daha fazla süre aktif kalmalarına neden olurlar. (Görevini doğal yolla ifa etmiş NMlerin, doğal şekilde nöronlara gerisin geriye absorbe edilmesini engellerler.)

Bilim dünyasında ADların yararlı olup olmadığı hakkında geniş bir tartışma vardır. Kimileri kurtarıcı, kimileri intihara bile neden olacak düşmanlar olduklarını savunmaktadırlar. Dahası, ADların etkinin sadece placebo olduğu bile bazı bilim adamlarınca öne sürülmektedir.

Bu konuda tepki görüşleri hakkında bilgi almak adına Professor Peter C. Gøtzsche’nin1 raporları okunabilir. Onun görüşlerini yansıtan bir cümlesini ekleyeyim: “'Bir psikiyatrik hastalığın beyin hasarına neden olduğunu gösteren hiçbir ikna edici kanıt görmedim, ancak ilacın beyin hasarına neden olduğunu çok fazla gördüm.”

Bazı araştırmalar ise hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin2 ADların nöronlar arsındaki bağlantıları küçülttüğünü, ilaç bırakılınca bunları yeniden büyümediğini ortaya çıkartmıştır.3

Ayrıca ADların bazı kişilerde libido azalmasına neden olduğu izlenmektedir.

Aslında ADların çok büyük bir yararı olmuştur insanlığa; çünkü terapinin işe yarar bir şey olmadığını ortaya çıkartmıştır. :) Kendinize sorun: “Terapi bir tedavi şekli olsa, antidepresana gerek kalır mıydı?”

AD’lar, bence, kredi kartlarına benzetebilir. Onları kullanmayı bilemeyecek olan birçok olağan kişi üzerinde gerçekten -tıpkı kredi kartları gibi- yıkıcı etkileri olabilir. Kredi kartı, "Son taksit, son nefes"çi Amerikalıların dayattığı gibi değil; sadece ciddi sorunlar anında (çaresizlik sürecinde), yani NADİREN başvurulacak bir aracıdır. Ancak birçok insan, evrime inandırılmadığı, frene basma gerekliği ve bunun iyi bir şey olduğu öğretilmediği (ya da bu meziyetler -keyifli hayatlara yönlendiren- dostlar değil, sıkıcı bir yaşama götürecek dinsel buyruklar olarak gösterildiği) için ilk sorun anında kolayına kaçar… ve başına öncekine oranla çok daha yıkıcı, hatta altından kalkamayacağı bir bela açar.

Para yoksa… yoktur.

Para yoksa, kredi kartına değil, sorunun nedenlerine odaklanmak ve CANIN İSTEMEDİĞİ ŞEYLERİ YAPARAK sorunu aşmaya çabalamak YEGANE çözümdür.

Başka da hiç, ama hiçbir çözüm yoktur.

Yaşamın formülleri basittir.

Serotonin bir “ödül mekanizması” kimyasaldır. Ödül ise ancak bir başarı (bir zorluğun, istenmeyen şeyler yapılarak, buna cesaret edilerek aşılması) sonrasında elde edilir. Ödül; avantadan değil, bir başarı elde edilmesi sonrası kazanılacak bir ayrıcalıktır. Serotoninkeş olmaya davranmak, beynin doğal ödül mekanizmasını yok etmek anlamındadır bana göre.

Bu yüzden acıdan kaçmanın yolu “avantadan lavanta”… pardon, “avantadan serotonin” değil; acı yaratan sorunlarla başa çıkmayı DEĞİŞEREK becermektir. Bu dünyada olmanın başka hiçbir nedeni ve ereği yoktur; ayrıca bu yasa hiçbir ölümlü tarafından tersine çevrilmeyi geçin, eğrilip, bükülemez. Acılardan kaçmak adına bir beyine doğum anından başlayarak serotonin yüklemesi yapılsa bile, beyin ölümü gerçekleşip, kişi dalga fonksiyonuna geçip, doğduğu andaki orijinal yapısı ile kala kalınca, bir daha benzer bir kaderde doğmak adına melekler arasında dünyaya doğru yol almakta olduğunu fark edecektir. :)

Yine de evet; kredi kartı da, ADda, yararlı yardımcılar olabilirler!

AD; kriz anında çok dikkatle, doktor kontrolunda, BİR SÜRE kullanılabilir. (Oysa birçok "hasta", bu ilaçları bırakmanın zorluklarından söz etmektedir, o da unutulmamalı.)

Kriz anını yaratan etmenler ise;

  • “iş yerinde bana mobbing uygulanıyor”,
  • “beni terk etti, falancayla gitti”,
  • “ezik biriyim”,
  • “kimse beni anlamıyor”,
  • “çok yalnızım”,
  • “geçmişim acılarla dolu”,
  • “içimden bir şey yapmak gelmiyor”
benzeri, gerçek dertleri tanımayan kişilerin lüksü olan beyin süredurumları DEĞİL;
  • iş yerinin/evin yanması/yıkılması,
  • sevilenin diğer aleme geçişi,
  • kalıcı hasar yaratan kazalar,
  • kötücül, acı verici hastalıklar,
  • yaşamsal tehlike içeren durumlarla yüzleşme
benzeri OLAĞANDIŞI durumlardır.

Kredi kartlarının da, ADların da, kullanılacağı yer ve zamanlar vardır. Bu "Acil Şartlar Destek Birimleri"ni olur-olmaz yerlerde kullanıp "yalama" etmemek gerek diye düşünüyorum.4



DİP NOTLAR

Kendi türünü kayırmak adına bir diğer canlı türünü bir yere kapatıp ona akıl almaz işkenceler yapan kimliklerin yaptıklarının hatasını anlamaları için bir dahaki enkarnasyonlarında bir uzaylının laboratuvarındaki denek olmalarını diliyorum. Bu bir lanet değil, bir bilgilendirme dileğidir

Merak edenler vardır belki diye not düşeyim: Benim, birlikte çalışma fırsatı bulduğum (araştırmalarımızı yapmakta olduğumuz) iki değerli dostumun kredi kartı ve anti-depresan kullanmışlığı yoktur. (Yalan olmasın, gençken tek bir tane yutmuştum.) Bizlerin direncini sağlayan güç yaşlı olmamızda, yani antidepresan ve kredi kartı kültürü ile yetiştirilmememizden kaynaklanmaktadır.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -