|
(722 Sistemi Şifresiz Bilgi Kağıdıdır)
ERKEKLER ve ATOMLAR
722nin temel görüşü olan
"Protonlar Ve Manyetizma Kadınlara; Elektronlar ve Elektrik Erkeklere Benzer" düşüncesinin mikrokozmik dinamikler ve geleneksel cinsiyet rolleri, aile yapıları temelinde, esprili dille anlatımı
| Yazı: |
|
Atom, bahçeli evlerle dolu bir ülkenin bahçe içindeki evlerinden biridir.
Her atom çekirdeği ise bahçedeki evin kendisidir.
Ülkede bir sürü bahçe içinde ev ve bu evlerde farklı yapıda aileler yaşar.
Kadınlar ve çocuklar genelde evdedir.
(Protonlar ve nötronlar çekirdektedirler.)
Erkekler ise genelde dışarda, bahçededir.
(Elektronlar çekirdek dışındaki yörüngelerdedirler.)1
Kadınlar pozitif karakterlidir.
(Protonlar (+) yüklüdür.)
Erkekler negatif karakterlidir.
(Elektronlar (-) yüklüdür.)
Çocuklar ise henüz küçük oldukları için karakterleri gelişmemiştir.
(Nötronlar yüksüzdür.)
Kimi yuvada çekirdek aile yaşar. Yani ev nüfusu bir anne, bir baba ve bir çocuktan oluşur.
(Örnek: 1 proton, 1 elektron, 1 nötron >> Döteryum (Hidrojen izotopu)
Kimi evdeki aile sadece karı-kocadan ibarettir.
(Örnek: 1 proton, 1 elektron >> Protium (Hidrojen izotopu)
Kimi aile ise kalabalıktır; evde birden fazla kadın ve çocuk, bahçede birden fazla erkek vardır.
(Örnek: 3 proton, 3 elektron, 4 nötron >> Lityum
Hane halkının komün olup olmadığı kendilerini ilgilendirir. )
Bu ülke de Dünyamız gibi bölünmüş evren parçası olduğu için kadınlarda da negativite vardır. Bu yüzden birbirlerine olumsuz davranabilirler, kavga edebilirler.
(Protonlarda da "yük" adlı elektriksel özellik vardır. Elektrostatik kuvvet denen etki ile birbirlerini iterler.)
Ama bu itişme özelliği yuvada sona erer! Kadınlar birbirleri ile ev içinde kavgasız-gürültüsüz, "gül gibi" geçinirler.
(Çekirdekte "Güçlü Nükleer Kuvvet" vardır. Bu güç protonları -sahip oldukları elektriksel yüke rağmen- bir arada tutar.)
Erkekler ev dışında genelde itiş-kakış içindedirler.
(Güçlü Nükleer Kuvvet sadece çekirdekte etkindir. Elektronları etkileyemez. Elektronlar sadece itici elektrostatik kuvvet tarafından etkilenirler.)
Bu ülke anaerkildir! Yani ailenin soyadı sadece kadın sayısı ile ile belirlenir.
(Atom numarası, sadece proton sayısı bile belirlenir. Bunun nedeni atomların SADECE proton sayılarının değişmemesidir.)2
Ailenin soyadından başka nüfus sayımında bir tanımı vardır: O da ailenin kadın ve çocuk sayıları ile belirlenir.
(Kütle numarası, proton ve nötronların toplamıdır.)
Elektron sayısı ile belirlenen bir şey yoktur ne yazık ki. ( )
Kadınlar yuvalarına bağlıdırlar. Çocukları ile sımsıkı, benzersiz bir bağlılık sergilerler. Ailenin orta direği onlardır.
(Proton ve nötronu -çekirdeği- birlikte tutun kuvvet "Güçlü Nükleer Kuvvet"tir ve yerçekiminden yaklaşık 10^38 kat daha güçlüdür.)
Erkekler ise dışarıya bağlıdırlar. Hep bahçede gezerler.
(Elektronlar atomun farklı yörüngelerinde dolaşırlar.)
Erkeklerin gözleri epey dışarda olsa da, ülkenin bir etik anlayışının bir baskısı vardır; o yüzden genelde aile kurar, evlerine bağlı kalırlar.
(Elektronlar genelde atomlardadırlar; elektromanyetik kuvvet nedeniyle çekirdeğe bağlı kalırlar.)
Oysa yine de fazla hareketli oldukları için asla evde kalıcı şekilde oturmazlar.
(Elektronlar enerjileri yüzünden çekirdeğe düşmezler.)
Bazı erkekler dışarı hayatı o kadar severler ki, hep bahçe kapısı önündedirler.
(Bazı elektronlar son, yani valens yörüngededirler.)
Dışarıda onları heyecanlandıracak bir şey olduğunda evi terk edebililer.
Elektronlar ekzite olduklarında atomu terk edebilirler.
Erkeklerin gezme düşkünlüğüne karşın kadınlar erkekleri yuvaya bağlamaya uğraşırlar; çevrelerinde çekici bir alan yaratırlar.
(Çekirdeğe yakın yörünge elektronu çekirdeğe çeker.)
Buna rağmen erkek enerjilendikçe(!) dışarıya doğru ilerler… ve sonunda en enerjili erkeklerin yeri olan bahçe kapısına konuşlanır. Artık evdeki kadın onu kendisine çekemez.
(Elektronun enerjisi ne kadar yüksekse, o ölçüde çekirdeğin çekiciliğinden, bağlayıcılığından uzak -kimi zaman valens yörüngede- durabilir.)
Bahçe kapısında değil, çiçeklerin, bankların orada takılan erkek de dışardan bir davet alabilir ve heyecanlanabilir.
(Çekirdeğe yakın elektron da ısı, ışık, sürtünme veya radyasyonla uyarılırsa, eksite olur.)
Enerjisi artınca evin (çekirdeğin) çekimine daha karşı koyar ve bahçede daha uzağa ilerlerler.
(Enerjisi artan (uyarılan) elektron daha yüksek enerjili yörüngeye atlar.)
Sıcak yuvanın çekiminden uzak kalabilen bu erkekler an gelir, yuvaları ile bağlarını da kalıcı olarak kopartabilirler.
(Dış kabuktaki elektronlar atomu terk edebilirler.)
Ama her erkek macera düşkünü ve gözü dışarda bir kimlikte değildir. Bazı erkek bahçede, hatta evin hemen yanında rahat ve mutludur.
(Düşük enerjili elektronlar, çekirdeğin çekimine karşı koyamayan yörüngede dururlar.)
Ama evcimen erkek de bahçeye yeni bir erkek girdiğinde evini terk edebilir!
(Enerjisi düşük elektron da atoma yeni bir elektron girince atomu terk edebilir.)
Erkek yuvayı farklı koşullarda da terk eder:
- Çevrede çok erkek olunca yuvasına ilgisini kaybeder.
(Elektron sayısı artarsa, elektron başına düşen çekim kuvveti azalır).
- Ya da yuva derbederse erkeğin aile düşkünlüğü yok olur.
(Çekirdek, radyoaktif bozunmaya uğrarsa, çekim gücünü yitirirse, elektronların başka atomlara çekilmesi kolaylaşır.)
Erkek evi terk ederse (elektron atomdan ayrılırsa) çok bildik bir şey olur: Elektrik meydana gelir!
Yuvasından ayrılarak heyecan dolu serüvenlere başlamaya kararlı erkek çevrede dolaşmaya, kafasına göre takılmaya koyulur. Ancak dışarda bi' takım güçler vardır ve bu maceracı erkekleri etkisi altına almak için "aportta" beklemektedirler.
(Atomdan ayrılan elektron bir süre uzayda dolaşsa da "voltaj" adlı bir güç vardır ve elektronu etkisi altına almak için beklemektedir. )
Erkek onlar tarafından ele geçirilirse belli bir yönde ittirilmeye başlar. Özgürlük düşkünü kahramanımız artık diğer bazı maceraperest hemcinsleri ile birlikte aynı yöne doğru ilerlemeye koyulmaktan başka şey yapamamaktadır.
Elektron voltaj tarafından ele geçirilirse ittirilmeye başlar. Elektron, diğer elektronlarla iletken tel boyunca aynı yöne doğru ilerlemeye koyulmaktan başka şey yapamaz.
Yani erkeklerin özgürlüğü genelde kısa sürer. Evlerinden ayrılan erkekler başka bir güç tarafından yakalanır, birey olmaktan çıkarılır, bir akıma sokulur ve akım yaratma görevine atanırlar.
Atomdan ayrılan elektronlar yük olmaktan çıkarılır, elektrik akımına sokulur ve akım yaratma görevine atanırlar.
Erkek bu durumları yaşarken kadın ve çocuklar yuvada kalırlar. Onlar aile adlı yapının dağılmasını önleyen kimliklerdir.
Elektron bu durumları yaşarken proton ve nötronlar çekirdekde kalırlar. Onlar atomun ve de evrenin dağılmasını önleyen kimliklerdir.
Ama onlarla uğraşan bazı extra-terrestrial güçler vardır. Onları bölmeye kararlıdırlar; çünkü bir şeyleri patlatmaya meraklıdırlar.
Ama bazı bilim adamları onları bölmeye kararlıdırlar; çünkü atom bombası yapmak istemektedirler.
Uzaylılardan uzak kalabilen, kadın ve çocuklara erkeğin yuvayı terkedişi ardından ne olur dersiniz?
Bilim adamlarının deneylerine uğramayan çekirdeğe, protona ve nötronlara elektronun atomu terkedişi ardından ne olur dersiniz?
Hiç bir şey olmaz.
Evet; geride bir boşluk kalmıştır gerçi, ama erkek negatif huylu olduğu için o gittiğinde aile artık eskisine oranla daha pozitiftir.
(Elektron atomu terk edince geride bir boşluk kalsa da elektron negatif yapıda olduğu için o atom artık daha pozitif yüklenmiştir).
Ancak ne yazık ki bu pozitif ortam (sükun ortamı?) fazla sürmez. Bir yerde boş bir mevki gören başka bir erkek bahçeye giriverir.
(Yeni bir elektron -genelde komşu atomdan bir elektron- atoma girer. )
Ve yaşam (elektrik) bu "minval üzere" akmayı sürdürür.
Uzun süre ülke kültüründe kadınların erkekleri izlediğine inanılmıştır.
(Önceleri elektriğin akım yönünün pozitif kutuptan, negatif kutba doğru olduğu kabul edilmiştir.)
Ama zamanla ülkede yeni keşifler olmuş ve bunlara göre erkeklerin kadınları izlediği ortaya çıkmıştır!
(Elektronların keşfi ile (-) yüklü elektronların, (+) yüke aktığı keşfedilmiştir.)
Erkeklerin var ettiği kültür aslında fazla hayrlı bir şey değildir!
(Elektrik aslında fazla hayrlı bir şey değildir!)
[Elektrik doğası gereği çarpar.
-
İnsan aklı ile (bilgi ve bilgelikle) yönetilmezse (baskılanmazsa) yıkıcıdır.
-
Kontrol edilmezse zararlı olabilen bir güçtür).
]
Ama ülkenin kültürü değişmez değildir. Erkekler bütün "havalarına" karşın yönlendirilmeye çok yatkındırlar. Onların sadece eğitilmemiş hali tehlikelidir. Bilinçlendirildikleri zaman son derece de yararlıdırlar.
(Elektronlar yönlendirilmeye çok yatkındırlar. Elektrik, bilinçli kullanımla son derece de yararlıdır.)
Erkeklerin yaptığı işler de aslında aileleri ve kasabayı bir arada tutan yapının yarısıdır.
(Elektrik atomları ve molekülleri bir arada tutan yapının -"evrenin zamkı" elektromanyetizmanın- yarısıdır.)
Sonuç olarak: Erkekler de, kültürleri de, sadece başıboşken hoş olmayan şeyleri fark etmeden yapan; oysa özde çok gerekli bir "diğer yarı"dır.
Her nedense bizim dünyamızda da benzer bir durum vardır. İlk Çağlarda elektriğin azarı/öfkesi olan yıldırımlar baskıcı baş tanrıların silahı sayılacak kadar tehlikeli ve yıkıcı olsa da; pozitif bilgilenme ile elektrik aydınlatma, ev aletleri, iletişim, ulaşım ve sağlık gibi nice hayati konuda önemli görevleri başarı ile yapmaktadır.
Bütün mesele bilmekte ve doğru yönlendirmektedir.
DİP NOTLAR
[1]
Elektronlar atom çekirdeği etrafında belirli enerji seviyelerinde bulunur. Bu seviyeler gündelik dilde ‘yörünge’ olarak adlandırılsalar da, bilim jargonunda onlara "kabuk" adı verilmektedir.
[2]
Atomların elektron ve nötron sayıları değişebilir. Ama hala da aynı soyadını (atom numarasını) kullanırlar.
Örneğin lityumun nötron sayıları değişebilir; ama hep 3 protonludur. Bu yüzden adı hep lityumdur. Nötron sayısı değişen hali "lityumumun İZOTOPU" olur.
Atomların elektron sayıları da değişebilir.
Örneğin lityumun elektron sayıları değişebilir; ama hep 3 protonludur. Bu yüzden adı hep lityumdur. Elektron sayısı değişen hali "lityumumun İYONU" olur.
|