722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

ÖZEL İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA
Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Çeşitli İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

TÜM ÖZEL İLİŞKİLER SORULARI
27 Mart 2020
Iliskide kararsizliklar ve belirsizlikler

Merhaba janus. Sizi yillardir takip ediyorum ve *** sitesinde de bayagi bir mesajlasmisligimiz var. Verdiginiz karsiliksiz bilgi yârdim ve güzel enerji umarim misli ile size döner dönüyordur da. Sayenizde daha rahat ve mutluyum.

Ben sevilen yardimsever komik ve insanlari rahatlatan biriyim. Aileden Esnafim. Cok kereler ne guzel ne pozitif bi enerjiniz var" sözünü duymusumdur. Kendim de pozitif ve hatirsinaz biriyimdir. Yanlis bakmadiysam haritamda tanricanin isareti var. Cuma gunu dogmusum ve burcum yukselenim basak. Bu 2. Evliligim. 1.si problemsiz bitti cocugum yok 39 yasindayim. Gezi olaylari ve izleyen bomba vs olaylarindan sonra kendimi icekapanmis biraz gucsuz ve tehlikeleri goguslemeye yetersiz kuvvette hissediyorum. Genel olarak mutluyum olumluyum ama kimse bana dokunmasin ben giyineyim yiyeyim kek yapayim gezeyim susleneyim istiyorum.

Ama esimin maddi durumu bu luksu karsilayacak kadar degil. Sirf ben is kurarim diye buyuk bir sehire geldik ve ben cesaretsizligimden kuramiyorum. Is de aramiyorum. Esime de yalan atmisim gibi oldum brnim yuzumden istemedigi bir iste calisiyor kira vs yuksek gelir lazim onun begendigi isler genelde az kazanilan isler. Ben sadece almanca ogrendim o kadar. Bi de para istemeyi sevmiyorum. Esimle ben rahat ve ozgur guclu kadin kafasindayken tanistik son 5 senedir git gide icime kapaninca adam da sasirdi bana. Kiziyor gibi.

Calismayi erken kalkmak gerektigi, bir de kendi isim yerine baskasinin isinde calimak gerektiginden istemiyorum. Kisacasi "çocuk da yapamam, kariyer de". Ne emmeye ne gommeye geliyorum. Hirslarim luks tutkum da yok. Esim de ne guzel, cocuk istemiyorDU.

Cok cocuk istesem neyse de istemiyorum bile. Ikimiz de cinsel yonden aktif ve seksi seven insanlariz. Ben neden cocuk istemiyorum bilmiyorum.

Sizce istemek icin ne yapmaliyim? istemeye mi calismaliyim? Istememek NE midir? Ben mutluyum hayalimde hicbir zaman cocuk olmadi. Cocuklari da gayet severim ve iyi anlasirim. Sanirim hamilelik ve dogum bana cok korkunc ve gereksiz geliyor.benim yolum degil sanki. Boylr bir deneyim yasamak istemiyorum. Boyle acaip acaip hallerdeyim. Sorunlari dusunmek istemiyorum ama dusunmeyince çozüm de bulamiyorum. . cevabiniz benim icin çok onemli. Simdiden tesekkur ederim. Saygilarimla.

YANIT

Eski arkadaşıma merhaba! Sizi tabi ki hatırlıyorum.:)

Önce klasik bakış açısı ile yanıtımı vereyim:

Evet, eşinize -verdiğiniz sözü tutmamışsınız demeyelim de- yaptığınız yönlendirmede gerekli ilerlemeyi kaydedememişsiniz. Bu hatalı bir tutum olabilir. Ancak bu noktada bence üzerinde durulması gerekli nokta, sizin karar mı değiştirdiğiniz, yoksa yaşadığınız bazı sıkıntılar yüzünden ilerleme gücünü mü yitirdiğinizdir. Bu soruyu kendi kendinize sormanız gerek. Eğer nedensizce (yani bir vazgeçme ile) yön değiştirdinizse eşinize borçlu olduğunuz ve bu borcu bir şekilde ödemeniz gerektiği düşünülebilir. Borç ödemenin yolu illaki çalışıp para getirmek de olmayabilir. Arayan, farklı ve ifa edebileceği bir yol bulur. Hedef, karşı tarafın bir şekilde mutlu edilmesi ile ilgilidir.

Diğer yandan bazen kişiler doktor ya da hemşire olsalar da hastalanırlar… örneğin üşütebilirler… Bizi izlediğinizi söylemişsiniz, o zaman NE celbini dikkatsizlik sonucu üşütmeye benzettiğimizi bilirsiniz. Yani bir dolu insan, kötü niyetli kişiler olmasalar da NE celp ederek olumsuz beyin elektriği yaratabilirler. Bu şartlarda eş adlı kişinin bu duruma uyum sağlaması, bir doktor ya da hemşire ile evlendiği halde bir süre kendinin ona tedavi uygulamak, yani bakmak durumunda olduğunu kabullenmesi lazımdır. Görülmekte ki sizdeki değişimin nedeni (keyfi mi, yoksa bir engelleme yüzünden mi olduğu) bu durumda büyük önem kazanmaktadır.

“Ben neden cocuk istemiyorum bilmiyorum. Sizce istemek icin ne yapmaliyim?”
Bu soru bizim dünyamızda hayli anlamsız. “Neden kuru fasulye pilavı suşi’ye, ya da seksi arkadaşlığa, hatta yeşil rengi maviye yeğliyorum?” diye düşünmeye başlamak gibi bir şey. Bir şeyi istememenin NE celp ettiğini düşünmek doğru değil. NE celp eden, kendini suçlamak, ya da daima haklı görmektir. Ayrıca her şeyde bir neden aramak bence sadece yaşamı karmaşıklaştırmaya yarar. İstemiyorsanız bence yapılacak hiçbir şey yoktur. Bir süre sonra isteyebilirsiniz. Aklınıza gelmeyecek yüzlerce etki nedeni ile kararlar ve zevkler değişebilir. Yaşam değişimdir zaten. Hayata bu aspektten bakabilirseniz, eşinizin aynı şekilde değişmesi sonucunda onu da suçlamazsınız, değişimler sonucu bazı isteklerinizi realize edemeyecek olsanız bile, bu durumu biraz tatsız ama olağan bir hal olarak görürsünüz.

Bu bilgilerden sonra size önerim içinde olduğunuz durumu bütün açıklığı ile (mesajınızdaki gibi) eşinize anlatmanızdır. Kesinlikle tartışmayın. Suçlamalar olursa sessiz kalın. Ortam biraz sakinleşince yardıma gerek duyduğunuzun bir kez daha altını çizin. İlk şok atlatılınca destek gelmeye başlayacak olabilir.

Bu yanıttan sonra biraz farklı aspektten bakarak bazı görüşler yansıtayım.

Köklü karakter ya da beklenti değişiklikleri eğer bir üşütme (NE celbi) nedeni ile yaşanmıyorsa, akla gelmeyen nice neden yüzünden kişilik ve beklentilerde bir değişim olmuşsa, ne yazık ki yapılması gereken şartları değiştirmektir; çünkü hiç kimse yaşamayı istemediği bir hayatta yaşayamaz! Soluk almak her zaman yaşamak demek değildir. Ölümden de kötü olan, insanların tatminsizlik içinde yaşamak zorunda kalmalarıdır. Bu gibi ortamlar yüzünden pozitif kişiler bile giderek NE celp etmeye başlayabilirler. Bu durumun oluşma nedeni -bize göre- doğallığın insana yaptığı "bu yol yanlış" şeklinde özetlenebiliecek olan uyarısıdır. Bu noktaya gelmemeye çalışmak, şartları -yaşamınızdaki diğer kişileri mağdur etmemeye uğraşarak- değiştirmeye odaklanmak gereklidir. Şartları değiştirmek programında evlilik konusu da yer alıyor olabilir.

Bazı -yolundaymış gibi duran şeyleri bile- bitirme ve yeni sayfa açma gücü, bizim dünyada doğuma benzer. Ezoterizmde ölüm yoktur; ölüm ile simgelenen her şey (örneğin Tarot’taki Ölüm kartı) yeni ve daha iyi bir başlangıçtır. Ölüm ile sembolize edilme nedeni ilk adımın, yani ölmenin, bazen biraz acılı olmasıdır.

Bu “farklı aspektten bakarak verdiğim yanıt” sonrası önerim ise yaşadığınız hayatı dürüstlükle -eşinizin varlığını olaydan çıkartarak- gözden geçirmenizdir. Bu hayatı tek başınıza olsanız yaşamayı isteyip istemediğinizi iyice ölçün. Eğer istemediğinize karar verişeniz ve eşinizle aranızda büyük bir aşk yoksa (aşkın bedeli yüksektir;-) ) yeni bir hayata başlayın. Eşiği geçerken alacağınız darbelere hazır olun, bunları baygın kimseyi hayata döndürecek tokatlar olarak görün. Darbelerle duyulabilecek acının yeni doğumu müjdelediğini kabul edin ve bunlardan da heyecan duyun.

Eğer yeni bir hayata başlayacak (buna "hayatı yeniden solumaya başlayacak" diyelim mi) cesaretiniz varsa, bir daha kimseye söz vermeyin, hayatlarında yönlendirmeler yapmayın, umut etmesine neden olmayın. (Sadece "hayatı akışına bırakacağınıza ve her yeni olaya ortak şekilde ve dayanışma içinde gireceğiniz" konusunda söz verin.) Verilen sözler şeklindeki sorumluluklar söz veren kişinin elinden değişmek adlı özgürlüğü çekip alırlar. Değişemeyen ise "son nefesini vermemiş ölü"lerden olacaktır.

Ama unutmayın: Geride kalacak olanları mağdur etmemek adına bazı ciddi bedeller ödemek kaçınılmazdır.

Bilinmesi gereken iki şeyden biri, bedel ödemeden bereket dolu bir “yeni hayat” kurulamayacağı; ikincisi ise geride kalan için DE ödenmesi gerekli bedelin, kişiye -yüzleşilen önceki sıkıntılar kadar- zor gelebileceğidir.

Ancak insanlar istedikleri, ruhlarına heyecan veren, yapılarına uygun yaşam modeline geçme şansını kendilerine verince, ödeyemeyeceklerini düşündükleri bedelleri kolayca ödeyebildiklerini şaşkınlıkla görmeye başlarlar. Evet, hayatta kolay çıkış yoktur; ama bazen en zor çıkışlar, ödenmesi gereken yüksek bedeller, en ucuzlardan daha kolay gelirler. Hedefte çok istenen şeyler (örneğin keyif ve doyum) varsa; yorulmak ve kirlenmek kıymet-i harbiyelerini yitirirler, birer spor antrenmanına dönüşürler. Korkuları ve “doğrudur” baskılarını yenip canının istediklerini yapmaya başlayan insan, varlığının fark etmediği ek güçlerle dolu olduğunu şaşkınlıkla görmeye başlar. Bağışıklık sistemi bile güçlenir, kişi kolayca üşütmez, yani NE celp etmez.

Yaşam aslında bu dinamiklerle vardır. Ataerki, koyduğu doğal dışı kuralları ile sadece bunu -yani yaşama coşkusunu- yok etmeye çalışır; çünkü her yaşayan ölü, NEnin ziyafet menüsünün bir seçeneğidir.

Kek yapmak, süslenmek, gezmek/eğlenmek anaerkide ANA EREK’tirler!

Dinsel eğiliminiz varsa bu sözleri farklı lehçe ile dile getirelim: Bu saydıklarınız Müslümanlık cennetinin kalemleridirler. (Vakıa 34: "Onlar, dikensiz sedir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.") Yani sadece anaerkil paganizmde değil; Müslümanlıkta da lanetlenmezler. Eğer bunlar Müslüman cennetinde yer almaktaysalar, ki öyledirler, o zaman Allah’ın armağanıdırlar.

Fakat bu ayrıcalıkları pagan tanrılara, evrene, hatta Allah’a dua ederek, ya da sadece isteyerek elde edemezsiniz. Adına ne derseniz deyin, karşınızda VERMEYE hazır bir yapı vardır. O bizler ve NE gibi alarak değil, vererek beslenir. Ondan istekleri ELDE EDEMEME NEDENİ, o yapı ile aranıza KENDİ hatalı beyin elektriğimizle duvar çekmemizdir. Eş deyişle -sizin değiminizle- kimse size dokunmadan bunları elde edemezsiniz; çünkü size dokunulması olarak adlandırdığınız şey, aslında o hatalı duvarı yıkmaktır. İsteklerinizde hata yoktur; hata, onları elde etmek hakkında yanlış bilgilere sahip olmanızdadır.

İyi haber ise o duvarı büyük atılımlarla tırmanıp aşmak GEREKMEDİĞİDİR. Yaratıcıya (adına ne ad verseniz de), ya da fizik yapıya yaklaşmak adına söktüğünüz her taş sonrası iki taşın da onun tarafından söküldüğünü göreceksiniz.

[Buhari’den alınan şu hadis çok hoşuma gider, eklemeden edemedim: “"Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir zira yaklaşırım, o bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim."1]

Beni bu kadar zaman izlediğiniz için nasıl teşekkür etsem az… Bu sıkıntılı günlerde ;-) tıpkı bunaltıcı bir gün sonunda, şirin ve sakin bir göle balık atlamak gibi geldi!.. Çok teşekkürler.



DİP NOTLAR

Bu söz bir “hadis-i kutsi”dir; yani Hz. Muhammet’in kişisel görüşlerini değil, Hz. Muhammet aracılığı ile Allah’ın sözlerini yansıtan bir hadistir. Bir çeşit ayettir.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -