722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

MAJİ

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM MAJİ SORULARI
18 Ocak 2018
Dogaüstü Varliklar
Cinler, melekler gibi Dogaüstü varliklar ile kesin ve etkili bir biçimde iletisime geçmenin herhangi bir yolu var midir?

YANIT
Bir aprentisin (aramızdaki -kabul ederseniz- dostluk ilişkisi yüzünde bir adept adayı olduğunuzu bilmekteyim) ilk başta üstleneceği gerçek, bu evrende "kesin" diye bir şeyin bulunmadığı, bu kavramın ataerkil bir aldatmaca olduğu, bu yüzden okült eğitimde ilk benimsenecek doğrunun "hiç bir şeyin gerçek olmadığı, herşeyin an bazında beyin yönlendirmesi ile değişebileceği" düşüncesidir. Bu öylesine "sağlam" bir gerçektir ki, okültizme hiç de sıcak bakmayan bilim tarafından kuantum mekaniği ile kanıtlanmıştır. Evren, rastlantısallıklar üzerine işlemekte ve "her an her şey olabilmekte"dir.

Sözü edilen gerçek göğsünde bir kubbe gizleyen habbelerdendir; çünkü insanın da -evrensel boyutta olmasa da- "ol deyince olduran" güce sahip, tanrısallıktan mikronik parçalar taşıyan bir varlık olduğunu işaret eder. "Ol" deyince "olduran" ise sadece inanç, yani beyindir.

Bu yüzden okült faaliyetlerinde başarısız olan her aprentis öncelikle bu yanını onarmalı, yani "ol" deyince var edecek gücü olduğunu, bu gücün yaygın kültür (ataerkil kültür) tarafından planlı olarak -insanoğlunu güçsüzleştirmek adına- yok edilediğini kabul etmelidir.

Özetle, varlıklarla kontak kurmanın ilk yolu kurulabileceğine ve bizzat kurabileceğine inanmaktır.

Öğrencilerim sıklıkla "inanıyoruz, olmuyor" şeklindeki sözlerle yakınırlar; ben de onlara her zaman derslerde paylaşılan ve tanrıça Nuith'e atfedilen sözlerle yanıt veririm: "Nuith'in 'Bana bir toz zerresi bile verseniz, o anda her şey yıkılır' dediğini anımsayın". Nuith var mıdır, ona bir şey verilmeli midir? Burası meçhuldür; ancak kesin olan (hatta bilimsel kesinliği olan) yegane şey, gözden (bilinçten) kaçan, bilinçaltı kuşku kırıntılarının (toz zerreciklerinin) her an var olabileceğidir. Aprentisin ilk işi bu kıyı köşedeki tozları temizlemek, hatta bulmak adına en ücra köşelere göz gezdirmektir.

İkinci olarak cinlerin yani varlıkların ne olduğu konusunun bilinmesi önemlidir.

Varlıklar, tıpkı tanrılar gibi, insan bilinci (ya da başka etkenler) ile kuantum uzay zaman dokusundan var edilen farklı vibrasyon frekanslarıdır. Yani temelde siz, ben ve tüm evren gibi birer vibrasyondurlar. Onlarla kontağa geçmek için öncelikle onları gerçekleri ile tanımak gerekir. Ataekil kültür ve okültizmin yüzyıllardır tarumar ettiği (perişan ettiği, karıştırdığı) insan bilinci (yani kişisel inançlarınız) ile "aleme" gireseniz büyük başarı elde etmeniz zordur. İletişim, ancak iletişim kurulacak mekan doğru belirlenmişse kuruabilir. En güçlü vericilerle hatalı frekanslarda yayın yaparsanız geri alacağınız sadece "tıss" sesi olur.

İletişim kurmak adına yapmanız gereken son eylem ise beyninizin gücüne inanmaktır. Ataerkil okültistlerin yüzyıllardır verdiği bir diğer hasar, insanları "metod orijin"liğe yöneltmek, metodun her şey olduğuna inandırmaktır. Oysa kontak metot değil, sadece beyin ile kurulur. Her insan bir büyücüdür. Her insan cin de denileblecek gerçeklerle gün boyu kontaktadır. Ama becerisinin farkına varması ve onu kullanma yeteneği -inancı yıkılarak- dumura uğratılmıştır. Metotlar ise bu yetenek uyandırılana dek kişiye koltuk değneği görevi yapacak yardımcılardır. Yani metodlar yardımcıdırlar, "orta direk" değil.

En güçlü majisyen, aleme heyecan dolu girmiş olan bir aprentisin son derece can sıkıcı bulacağı bir adamdır (yazılar içinde eril sözcükleri özellikle kullanıyorum); çünkü aprentisler hocalarının kendi idealize ettikleri kimlikte olmasını beklerler doğal olarak. Oysa adeptlerin pek çoğu gece geç saatlerde garip tılsımlar yapıp, acayip karışımlar oluşturup, söylenmesi zor kelimeleri tekrar eden kişiler değil; ister köpeğini gezdiriyor, ister toplu taşıma aracında yol katediyor, ister klozette oturuyor olsun (bazen gruplardan uzaklaşıp çalışma yapamanın en kolay yoludur tuvaletlere kaçmak) elini alnına götürüp gözlerini kapattığında bir-iki saniyede çalışmasını yapabilecek yeterliliğe ulaşmış kişilerdir. Zaten asıl hedefleri komşudaki cilveli hanımı "eve atmak" olmadığı için o güce sahip olabilmişlerdir.

Toparlayalım:
Bakış açısını değiştiremeyen;
- kesin metot arzulayan/arayan,
- okültizm ile teatral ortamlara girmek isteyen,
- sadece istediği sonuçları var etmeye uğraşan,
- asıl amacı üstünlük verecek güç elde etmek olan
aptentisler "sorcerer's apprentice" olmanın ve ortalığı dağıtmanın ötesine pek geçemezler.

Bir aprentis öncelikle metot değil, doğru bakış açısı yakalamak adına BEYNİNİ eğitmeli, hayat görüşünü değiştirmelidir. Eğitimimizde soru-cevaba dayalı iletişimde var etmeye çalıştığımız yegane sonuç budur ve bu süreç gerçek bir inisiyasyon sürecidir. Metotlar ve çalışmalar ancak bundan sonra ona mutluluk verecek sonuçlar yaratacaklardır.

Son olarak buradan -nezdinizde- tüm aprentislere seslenmek isterim: Sözlerim beklentilerinizi karşılamıyor olabilir, ancak kısayollar sanal ortamlara ait gerçeklerdir. Majikal yetenek sadece bir hocanın sözlerine saygı duyup, bakış açısını değiştirerek elde edilir. Zaten inisiyasyon -öğrencilerin istediklerini marketten seçer gibi aldıları değil-, beyin yapılarını değiştirmeyi hedefleyen bir süreçtir... ve sadece bu yüzden zordur.

Kolay olan maji, zor olan inisiyasyondur; ama inisiyasyon olmadan majikal yeteneğe ulaşmak neredeyse imkansızdır.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Makaleler    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -