722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

ÇEŞİTLİ İNANÇLAR

SORULAR ANA SAYFA
Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Çeşitli İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

TÜM ÇEŞİTLİ İNANÇLAR HAKKINDAKİ SORULAR
9 Mart 2020
Tanri var mi? (722 Sistemi)
Merhaba Janus. Sitenize yeni üye oldum. Bundan sonra siki bir takipciniz olacagim. Basarilar. Sorum su ; semavi dinlerin anlattigi "Tanri" hakkindaki düsüncelerinizi tam olarak anlayamadim. Fiziksel varligi olan bir yaraticidan söz edebilir miyiz? Siz ne düsünüyorsunuz? Veya neye inaniyorsunuz diyeyim? Diger bir sorum ise, sik sik kullandiginiz "NE" ifadesi hangi anlama geliyor? Tesekkürler

YANIT

722 sistemi; bilim, din, mitoloji ve okültizm sentezi ile var edilmiştir. Yani sözlerimiz, dört ayrı alan üzerine kuruludur ve bilimsel verilerle örtüşmeyen (en azından bizim paralellik bulamadığımız) hiçbir düşünce (örneğin gerçek olduğuna inansak da Reiki, çakralar, el falı, astoloji vb.) teorilerimizde yer almamaktadır.

Oysa din adamları din, bilim adamları bilim ortamında (sadece tek bir alan çerçevesinde) uzmanlaştıkları, okültistler bilim ile nadiren ilgilendikleri, ataerkil kültür mitolojilerin “masal” olduğunu empoze ettiği için bilgi, parçalar haline (bölünmüş olarak) kalmakta; gerçekler ortaya çıkmamaktadır. Bizim farkımız ise hiçbir alanı dışlamamaktır belki de…

Önce sorunuza tek bir cümle ile yanıt vereyim; kolayca anlaşılamayacak bu açıklamanın sonrasında cümlenin nedenselliklerine geçerek teoriyi netleştirelim:

“Tanrı, yegane -ama bölünmüş- bir gerçekliktir.”

Şimdi bu iddialı cümlenin gerekçelerini dört farklı alan verilerini sentezleyerek sunalım:

1 - Bilim:

1.1 - ETC: (Pozitif Enerji sistemimiz buna dayalıdır.) Bu nörobilim teorisine göre bilinç, fizik bir alandır. Bazı bilim adamları bu varsayımı ileri götürmekte ve bilincin standart şekilde anlaşıldığı biçimde bir alan sayılmaması gerektiği, CMF ( Conscious Mental Field) adı verilen bir alan olduğu, standart fizik alanlardan bazı farklılıkları bulunduğu, ama hala da uzay-zamanda yer aldığı hakkında teoriler geliştirmektedirler. Eş deyişle bilinç hem fiziksel, hem de sübjektiftir; ancak bir dalgaboyu ve frekansı vardır.

1.2 - Orch OR: Bu kuantum yorumunun yaratıcılarından Sir Roger Penrose’a göre kuantum uzayının derin kuantum katmanında non computable bir alan yer almaktadır. Teorinin bir diğer yaratıcısı olan Stuart Hameroff ise söz konusu katmanın estetik değerlerle yüklü bir proto-consciousness’ı içermekte olduğunu savunmaktadır.

1.3 - QFT: Bu kuantum teorisine göre gerçekliğin mutfağı olan kuantum uzayı, alanlardan meydana gelir. Aslında elementer parçacıklar bile yoktur; onlar da alanların eksitasyonlarıdır.

2 - Ezoterizm:

Bölünen Evren teorisine göre öncel bir mutluluk evreni saldırıya uğramış ve ortada ikiye bölünmüştür. (Bilim ortamında bu duruma Büyük Patlama denmektedir.) Makrokozmos bu yüzden iyilik ve kötülük benzeri, her şeyin zıt ama birlikte olduğu bir yerdir. Bu nedenle süreğen bir çarpışma ortamının varlığından söz edilebilir.

3 - Mitoloji:

İlk Çağ mitolojilerinde iyicil yaratıcı (Ana Tanrıça ve Baba Tanrı) evrenin hem kendisi, hem de yaratıcısıdırlar. Bir gün saldırıya uğrarlar, çıkan kozmik savaşı yitirirler. Savaşın galibi alt tanrı Baba Tanrıyı öldürür; Ana Tanrıça'yı bölerek evreni yaratır. Ancak aslında evreni yaratmamış (Halik esmasındaki gibi "halk" etmemiş), böldüğü unsurlardan yeni bir evren var etmiştir. Yaratıcı değil, demiurgos'tur.

4 - Din:

Dinsel platformda insanın cennette yaşarken, yaptığı bir hata ile cennetten atıldığı teması vardır. Yaratıcı, varlık bütünlüğünü aynen sürdürmektedir; dinsel önerilerle insanı bu yanılgısından kurtarıp, yeniden cennete almayı çalışmaktadır.

Bizlere göre de öncel evren (ki, buna biz de cennet diyoruz ve cenneti doğru şekilde SADECE Müslümanlığın tarif ettiğine inanıyoruz) bölünmemiştir; bir parça (insan bilinci) kopmuş; cennet/insan birlikteliği bölünmüştür.

Bu durumun açılımını ise kuantum mekaniği Stapp teorileri (yorumu) ile yapmaktayız: Bölünme nedeni, insan bilincinin evreni -kendi bilinci ile, ama HATALI BİLGİLER BAZINDA- yaratıyor (dalga fonksiyonunu çöktürüyor) olmasıdır. Eşdeyişle bölen, hatalı şeylere inanan (dinsel söyleme göre "Şeytan tarafından aldatılan", bizlere göre bilinci ile süperpozisyondan hatalı seçenekleri çöktüren) insandır.

Şimdi bu dört farklı alanın verilerini sentezleyelim:

Kuantum uzayının farklı bir yerinde Penrose ve Hameroff’un (hatta Bohm’un) öne sürdüğü şekilde bir pozitif katman varsa, orasının da bir dalga boyu olacak (yani gerçekliği fizik formüllerle ifade edilebilecek) ve insanın farklılaşmış (koptuğu için farklılaşmış) dalgaboyları yeniden bu alana benzer frekansa geçince (dinsel söyleme göre iyi olunca, bizim teorilere göre PE celp edince) senkronizasyon meydana gelecek, insan bilinci öncel evren ile girdiği rezonans sonrası cennet ile bir kez daha “tam”laşacaktır.

Söz konusu sonucu;

  • Dinsel bakış açısı ile “Şeytan’ın kesin olarak yenilmesi, varlığının son bulması ve müminlerin cennete kabulü”,
  • Ezoterizm ortamında “NEnin celp edilmemesi ile etkinliğinin sona ermesi”,
  • Paganizmde “Ana Tanrıça ve eşi Baba Tanrının alt tanrıyı yok edip, yeniden birlikte olmaları”,
  • Bilim ortamında “Karadeliğin biriktirdiklerini bir beyazdelik olarak bir kez daha(!) fışkırtması sonucu yeni bir evren kuracak olması" (patlama öncesi singularity’ye geri dönerek, entropinin sıfırlanması),
  • Pseuda-science bakış açısı ile ışık hızının (ışık adlı EM dalga boyunun sınırlamasının) aşılıp, takyon evrenine geçilebilmesi
şeklinde ifade etmek mümkündür.

Makrokozmosun (iyi/kötü savaşının) nedeni, öncel evrenin yeniden var edilmesi (tekrar yekpareleştirilmesi), ya da bunun tersinin oluşması prosesidir. Her şey, ama her şey -bilinçli, ya da bilinçsiz şekilde- bu nihai hedefe ulaşmak için vardır. Evrenin de, kişisel bilincin de işleyişinde başka gerçek/hedef/itilim yoktur.

Karşımızda; ya birleşmeye çalışan ama başarılı olamayan, yine de bütünü ile de bölünemeyen bir evren var… Ya da kendinden uzak kalmış olanları yanına almaya çalışan bir bilinç.

722 sisteminin temeli bu düşüncelere dayalıdır.

Bizlere gelelim... (Bizler derken, kendi içine kapalı birkaç arkadaştan değil, birkaç araştırmacı tarafından üretilen düşünceleri sempatik bulan herkesten söz etmekteyim.)

İnancımız bir sentez olduğu için kendimizi gerçekten (kesinlikle) ne pagan, ne Müslüman, ne satanist (kötülük yapmaya odaklı olmayan, sadece standart moral kurallara ve dinsel söylemlere başkaldıran ekol), ne ateist olarak ifade edebilmekteyiz. Özgün olan 722 sistemi bunların sentezi, ya da gerçekten parçalar içeren teorilerin -bize göre- yeniden bütünlenmiş halidir.

Bence 722 teorisi tamdır. Birçok cevapsız kalan soruya kolayca yanıt verebilmektedir. Ancak yanıtlanamayan kısım da vardır; ki, o da söz konusu mekanizmanın gerisinde bir ilahi bilinç olup olmadığı (yani sistemin fizik etkime/tepkimelerle mi, yoksa bir sübjektif yönlendirme ile mi yapıldığı) sorusudur.

Anılan sorunun yanıtı ise yalnızca kişisel sezgi ile verilebilir. Bu konuda araştırmalara girmek doğru değildir. Kişiye rahatlık veren inanç her ne ise, o kişi için en iyisi odur. Bu konularda değil tartışmak, fazla konuşmak bile "Şeytan işidir".

Ancak düşünceler/inanışlar/sistemler -bizim yaptığımız gibi- bir armağan paketi olarak yere bırakılabilir. (Tanıtımı yapılmaz. Diğerleri ile kıyaslanmaz. Empoze edilmez. Sayıca fazla kişiye ulaşması amaçlanmaz.) Beğenen alır, beğenmeyen dokunmadan bırakır. Alan da, bırakan da iyi bir iş yapmıştır; çünkü insanlar rahat iseler, kendilerine neyin iyi geleceğini seçecek yeterliliktedirler.

Sorunuz ile 722 sistemini (majikal değil, inanca dayalı yanını) ana hatları ile yansıtma fırsatı bulduğum için size teşekkür borçluyum. Bu güne değin bu konuda sizinki kadar açık şekilde soru gelmediği için sistemi kül halinde bir yazı olarak ifade etmeyi doğru bulmadık. Ancak sorunuz geldikten sonra -gerek birçok kişinin sesi olduğunuzu varsaydığımız, gerekse bu konuda bize doğrudan soru yöneltildiği için- bu yanıtı sitede bir yazı olarak da sunacağız.

NE, “Negatif Enerji”nin kısaltılmışıdır. Yanıtlarım içinde yer alan tüm kısaltmalar için Sorular ana sayfada, sağda "DİKKAT" başlığı altında bulunan “YANITLARDA YER ALAN KISALTMALARIN AÇILIMLARI” linkine dokunabilirsiniz.

Aramıza hoş geldiniz. Takip edip etmemek hakkında en doğru kararı vereceğinizi biliyorum. Ancak kalacağınız yönündeki iyi niyetiniz için teşekkürler…


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -