722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

YAŞAM ve İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA | TÜM YAŞAM ve İLİŞKİLER SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

23 Kasım 2020
Çocuk ve karma (Amazonlar, Anaerkil Annelik)

30 lu yaslarda iyi egitimli keyifli evliligi olan maddi hicbir kaygisi olmayan, hayattan fazla fazla keyif alan hiç bir duygu eksikligi hissetmeyen bir kadin olarak çocuk sahibi (sahip olmak kelimesini de dogru bulmuyorum ya neyse) olmak istemiyorum. Içimde sevgi yok desem dogru olmaz hayvanlari onlarin yavrularini çok seviyorum ama hiç anaç degilim hicbir zaman olmadim. Esim de çok çocuk isteyen biri degil nötr bu konuda. Bu durumun ezoterik ,sprituel, karmik bakis açisiyla elealir misiniz? Düsüncelerinizi çok merak ediyorum. Çok sevgiler bolca sölenli karnavalli günler diliyorum sevgili janus:)

YANIT

Bu soruyu neden sorduğunuzu gerçekten anlamadım.

Nick’inizden anaerkil eğilimi olduğunuz sonucuna varıyorum.

Mesajınızın içerdiğinden anaerkiyi güzel yorumladığınızı görüyorum.

O zaman neden bana danışıyorsunuz? :)

Bir diğer deyişle yanıtlarını bildiğiniz, en azından yanıtlara kolayca ulaşabileceğiniz bir soruyu sormanın amacı nedir? Bu amaç düşünceleri doğrulatma arzusu olabilir mi?

Umarım değildir; çünkü düşünceleri doğrulatma arzusu, onlarda yanılgıya düşme kuşkusunu içerir. Yanılgıya düşme kuşkunuz varsa, bastığınız zeminde yeterince dengeli (sağlam) duruyor olmayabilirsiniz. İnsanlar hoşlanmadıkları gerçekleri çeşitli nedenler yüzünden görmezden gelme eğilimini taşıyabilirler. Bu görmeme eğilimini güçlendirmek adına çevreden onay almaya gerek duyarlar. Onay almanın bir yolu da konuyu kendine hak verecek şekilde sunmak ve haliyle pek çok kişiye haklılığını onaylatmaktır.

Siz tabidir ki hiç de bu durumda olmayabilirsiniz. Belki de bu soruyu okurlara “bakın, böyle yaşamak olası” şeklinde bir mesaj vermek adına sormuşsunuzdur.

Yukarıdaki seçeneklerden hangisi doğru olsa da (aklıma gelmeyen seçenekler de vardır muhakkak) ben olağan şekilde bildiklerimi yansıtayım.

Anaerkide -önceden defalarca altını çizdiğim gibi- (defalarca da çizebilirim, kimse siteyi günü-gününe izlemek zorunda değil) “norm” yoktur. Parmak izi kadar farklı karakterin bulunduğu bir yaşamda norm belirlemek, bir dolu insanı anormal şeklinde niteleyip katletmek anlamındadır. İyi ve doğru, kişinin kendini iyi hissetmesi ve çevresine (kendisine değil, çevresine) zarar vermemesi ile ölçülür.

Bu yüzden anaerkide tek bir ideal kadın modeli ve buna bağlı olarak anne modeli yoktur. (Ancak patriarkal çıkışlı “aseksüel anne” modeli fazla onaylanmaz, o ayrı; yine de dileyen bu modeli de üstlenebilir.)

Bir adım daha ileri gidelim: Anaerkide ideal anne olmadığı gibi, “her kadın annedir” kalıbı da geçerli değildir. Yani kadının anne olması yüce bir paye olmadığı gibi, kadının anne olması çok da güzel bir şeydir.

Fakat şu da vardır:

Batıda Amazonlar diye yaldızlanan Anadolulu, Karadenizli (batılılarca esmer olarak sunulan bu kadınlar aslında sarışındır; Karadenizlilerin sarışın olduğu da bilinir) Enyo-Ma rahibeleri askerdirler. Ne kadar doğru olduğu kesinleşmese de tek göğüslerini -ok çekmek adına- dağladıkları antik yazarlarca yazılmıştır. Savaş alanlarında erkek savaşçılarla boy ölçüşecek kadar güçlü ve gözü pektirler. Troia savaşında anaerkil Truva krallığı, ataerkil krallıklarlca (sistemce) saldırıya uğradığında kendiliklerinden Truvalılara yardıma gelmişlerdir. Mitlerde, Altın Post’u aramaya çıkan Yunanlı kahramanları (aralarında Aşil’in babası kral Peleus ve Herkül, yani Herakles de vardır) taşıyan Argo gemisinin Karadeniz kıyılarındaki Amazon diyarından korku yüzünden “sessizce ve uzaktan geçtiği” yazar.

Ancak aralarında anne olan da vardır… hem de boldur!

Onlar arada-sırada Gargaria’ya sefer yapar, beğendikleri erkeklerle birleşir ve çocuk doğururlar; çocuklar erkek ise babalarına yollar, kız ise kendileri yetiştirirler. Bu kadınların sadece silah kullanmada değil, ata binmede de çok usta olduklarını anımsatayım. Ata binmenin hamilelikle bağdaşmadığı bilgisi belki de böylece çökmüş olur.

Dahası; onlar sanıldığı gibi erkeklere düşman DEĞİLLERDİR! Aralarında seçkin erkeklere paye veren, onlara saygı duyan, evlilik kurumu kurmak adına eylemciliği/girişimciliği ele alanlar (yani teklif eden) da vardır!

Hemen sözlerimi kanıtlayayım: Amazon kraliçesi Thalestris, anaerkide gerçek tanrı olarak saygı duyulan, en yüce seçilmiş olan ve hocası filozof tarafından öldürüldüğüne inandığımız (bu bilgi tarihte yazmaz) Büyük İskender'e kendi arzusu ile gitmiş, ondan bir çocuk istediğini açıkça söylemiştir. "Kadınların en asili ile erkeklerin en asilinin birleşmesinden daha doğal ne olabilir?" sözleri ünlüdür.

İşte tüm bu bilgiler kadınlığın sınırının olmadığını, askerliğin anneliğe engel teşkil etmediğini, anne olmanın şart sayılmadığını gösteren bilgilerdir.

Bu girişten sonra size gelelim: Keyfiniz yerinde olduğu için size çekici gelen her şey sizin en iyinizdir. Saniyenin ona biri ölçüde “acaba?” (“yanılıyor muyum, hata mı ediyorum acaba?”) şeklinde başlayan soruları beyninize getirmek dust speck 1 yaratacağı için, güzel alanınızı bozacaktır. “Hayat; kuralı olmayan ve süreğen bir karnavaldır!”

Bu sözü duyan pek çok kişi “E, o zaman ben deneden bu kadar sıkıntı içindeyim? Saçmaladı! Hıh!” tepkisi verir. Anlaşılmayan nokta, söz ettiğim karnavala katılmak adına bilet almanın zorluğundadır. ;-) Çok kişi eğlencenin sesini uzaktan duyar… ama davet edilmediği için katılımcı olamaz. Bendeniz dahil pek çok insan, bilet kuyruğundayızdır. Adım adım, istemediğimiz şeyleri yapmayı istekle yapmayı öğrenerek sırada ilerler dururuz.

Söz ettiğim karnaval ise kesinlikle -illaki- seks, ya da çok eşlilik dolu, hızlı bir ritm içeren, heyecan dolu bir yaşam anlamına gelmez.

Herkesin karnavalı kendine özeldir!

Bilgelik (ya da bilet kuyruğunda öne geçme diyelim), kendi karnavalının ne olduğunu korkusuzca kabul etmektedir de!

“Şahane” adlı kavramın sınırlarını “da” kesinlikle çizen ataerkide söz ettiğim kabullenme zor olabilir. Örneğin kişinin, hiç de hızlı bir hayat istemediğini, sakince çocuklar yetiştirmek istediğini kabullenmesi gerekebilir. Ya da çocuklardan -bir kadın olduğu halde, üzerine yüklenen “doğrular”a rağmen- hoşlanmadığını, ama hayvanları, ya da bitkileri, ya da erkekleri daha çok sevdiğini kabullenmesi gerekebilir. Zor iştir kişinin gerçeği ile yüzleşmesi. Gerçekler, korkuların gerisinde saklıdır; çünkü gerçekler olarak nitelenen karakter özellikleri, kişiyi Cennet ile (buna dileyen “Mutlak İyicil Yaratıcı”, dileyen “bütünü ile pozitif ana kuantum katmanı” diyebilir) senkronizasyonunu sağlayacak (karnavala yaldızlı davetiye ile katıltacak) yapıdır. Andığım kabullenme kadınlar için -üstlerine yüklenen kısıtlamalar, yönlendirmeler, baskılar ve korkutmacalar nedeni ile- daha zor olabilir.

“Çok sevgiler bolca sölenli karnavalli günler diliyorum sevgili janus:)”
Çok güzel bir dilek bu “sevgili sorucu”. :) Bazı sorucuların güzel dilekleri (“güzel dilek buluşları”, ya da bir diğer deyişle, “buluşlarındaki başarı”) bana parmak ısırtıyor. Ben de sizin şölen ya da karnavalınızın bitmemesini diliyorum.

Sakın unutmayın; söz ettiğim karnaval bitmez bir ortamdır. Dünyada solurken, yani ölmeden önce, parçacık olarak çökmüşken DE yaşanabilir. (Yaşamda suç ve ceza yoktur. Arada yüzleşilen her inkıta, yani duraksama, yapılan bir hataya delildir. Ne çekilirse, ne celp edilirse, o tezahür eder.)

Bu gerçek Kelt peri masallarında dile getirilir.2 Grimm Kardeşler ve Andersen benzeri ataerkil eğilimli yazarların masallarına fazlaca benzemezler bunlar. Ana tema olarak kırları, spiritleri anlatırlar. Örneğin bazı kişiler spiritler tarafından kaçırılırlar. Diğer kişiler ise bazen boş kırlardan geçerken kaçırılanları kendinden geçmiş halde dans ederken görürler. ;-)

İsteklerinizi iyi deşifre edin, korkunuzun ardına yüreklice geçip, orada ne var bakın. Gerisine bakacağınız korku duvarı yoksa sakın yaptığınızın doğruluğundan kuşku duymayın… NE celp etmeyin… Kuşku, korku kadar NE envoke eder.

Güvenin tanrıya ya da fizik yapıya; her şey en güzel şekli ile sürecektir.



DİP NOTLAR

Kuantum uzayında Planck ölçüsündeki alanlar… ki, bunlar inanılmaz küçüklüklerine rağmen NE celp etme gücündedirler. Nedenleri tarafımızdan araştırılmaktadır.

Bu gibi masalları okumak isteyenlere -içeriği bütünü ile onaylamadığımız halde- “The Fairy Faith in Celtic Countries”i (W. Y. Evans-Wentz) önerebilirim.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -