722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

YAŞAM ve İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM İLİŞKİLER SORULARI
11 Aralık 2019
kadin erkek iliskileri

Merhaba Janus,

Bugün bir soruya cevabinizda "Aslinda benim vermek istedigim yanitlar (yani gelmesini istedigim sorular) özel iliskiler.hakkinda" demissiniz. Bundan cesaret alarak sormak istedim. (Gerçi derslerde de söylemistiniz bunu.)

Benim iliskim yok su an. Gözlemledigim bir iliski çerçevesinde soracagim.

Bugün ikisi de arkadasim olan bir sevgili çift ile birlikteydim. Yemek sohbet muhabbet. Kiz 25, erkek 30 yasinda. Ikisi de meslektas. Iki yildir birlikteler. Ikisini de severim, çok iyi, çok cici insanlar. Ama -haddim olmayarak- kizin daha iyilerine layik oldugunu düsünüyorum. Söyle ki;

Oglan çok söyleniyor, is yapma g*tü yok. (Bu annemin tabiri, tembel insanlar için "is yapma götü yok" diyor.) Kiz da oglanin isleri daha iyi olsun diye kendince oglana sertifika, egitim programlarini haber veriyor, oglan söyleniyor, istemiyor.

(Burada kiza "Amaaan istemiyor demek ki bos ver" dedim.)

Kizin bir arkadasinin uzaktaki bir dügününe gitmisler beraber. Oglan hiç istemiyormus gitmek ama söylene söylene gitmis. Sonra oglan kizdan bir sey istemis, kiz yapmamis, oglan diyor ki ben senin için sunu yaptim bunu yaptim, sen benim için yapmadin.

SISTIM!

Böyle tripli, gülüsmeli, sakayla karisik tartistilar önümde.

Bana ne tabii. Zaten ben de onlara gülümsedim hep. Kiz "Iste biz hep öyleyiz." dedi sitemkar ama yine gülümseyerek. Ben de "Amaaan olur öyle seyler" diye önemsememis gözüktüm de içten içe kiza üzüldüm.

"Kiz gibi" bu erkekler. Böyle söyleyince seksist geliyor kulaga ama kötücül anlamda söylemiyorum. Böyle erkekleri ciddiye alamiyorum. "Erkek gibi" gelmiyorlar bana. Düz arkadas olarak derdim yok da böyle erkekleri sevgililige layik gören kizcagizlara üzülüyorum. (Benim de böyle sevgilim olmustu.)

Ay yazdikça aklima geliyor. Kiz yurt disina dil okuluna gitmek istiyor. 6 ay. Oglana diyor ki sen de gel. Oglan diyor ki "Uçak biletimi alirsan gelirim." Ciddiydi. Yemegin hesabini ayri ayri ödediler falan.

Ay yanlarindan ayrilinca nefes aldim valla.

Baska iliskilerde de buna benzer seyler gözlemliyorum. Benim hassasiyetim mi var acaba, yoksa genel olarak kadin-erkek iliskilerinde böyle bir egilim mi var dersiniz?

Sevgiler.

YANIT

Merhaba “huysuz ve tatlı” eski öğrencim. :)

İlk sözüm şu olacak: Size danışılmadıkça asla kişilikler, ilişkiler ya da alınan kararlar hakkında görüş bildirmeyin. Bu konularda çok konuşanları susturmak isterseniz susarak (surat asarak) rahatsızlığınızı bildirebileceğinizi sanmayın; yerine, hemen kendi ilişkilerinizi anlatmaya koyulun. Onları daha fazla konuşturmak istiyorsanız donuk bir yüz ile ifadesizce ama çok dikkatli değilmiş gibi dinleyin. Amaçları 3. bir kişiyi kendi haklılıklarına ikna etmek olduğu için daha da konuşacaklar, detaylara gireceklerdir.

Mesajınızı baştan okuyarak ilerleyelim.

Mesajınızın ana konusu “ideal erkek modeli”nin kapsamıdır aslında. Yani erkek geleneksel anlayış içinde avlanacak (eve yiyecek/para getirecek) taraf mıdır; yoksa Kova Burcu Çağı ile oluşan olağandan sapmalarla bu rol her iki cinsin paylaşımına mı sunulmuştur?

Anaerkiye göre her ikisi de olmalıdır; bir rol modelini yeknesak şekilde “rol modeli” olarak (yani tek tipte) sunarsanız, diğer bir kısmı dışlamış olursunuz. Oysa yaşamda parmak izi kadar karakter vardır. Evet, erkek ve kadın rolleri genellenebilir; ama bu klasmanın dışında kalanlar da mutlu olmayı hak eden yaşam formlardır. Bu yüzden onların seçimlerine de (örneğin avlanmak istemeyen erkeklere, ya da avlanmak isteyen kadınlara) yer vermek gerekir.

İkinci olarak söylemek istediğim; farklı seçimlere hoşgörü ve esneklikle yaklaşabilen kişilerin hala da kendilerine göre FARKLI doğrularının olması gerektiğidir. Ben -belki de yaşlı olduğum için- erkeğe sizin gibi tradisyonel rol biçenlerdenim. Dahası, kadının avlanma (çalışma) ortamında yerinin olmadığına inanırım ve eşlerimden çalışmamalarını istemişimdir. Fakat bu benim seçimimdir. Bazı kadınlar erkeklerin çalışmasını isteyebilecekleri gibi, bazı kadınlar erkeklerine bakmayı da isteyebilirler. Ana şablon -yukarıda söylediğim gibi- tek bir tipe indirgenmiş modele DEĞİL, kişilerin seçtikleri modelde karşılıklı rahat etmelerine bağlı yaratılmalıdır. Yani genelin çok dışında kalan bir modelde (diyelim erkek bütün gün evde kalıp ev işi yapıyor, kadın meslek sahibi ve aileyi finanse eden taraf) eğer eşler bu düzende rahatsalar en doğrusu ve iyisi ONLAR İÇİN budur. Benim açımdan bakarsanız, bu aile ile kolaylıkla dostluk kurabilirim… ama hala da eşim çalışamaz.

Teorik sözlerden pratik olaylara geçelim:

“Kiz da oglanin isleri daha iyi olsun diye kendince oglana sertifika, egitim programlarini haber veriyor, oglan söyleniyor, istemiyor.”
Burada hatalı olan hanımefendidir; çünkü partnerinden, kendisinin sevgilisi oldu diye mükemmel olmasını istemektedir. Eğer bir kişi kusurları ile benimsenip sevilmiyorsa (ki, değiştirme girişimi bunu göstermektedir) o zaman o kişi aslında sevdiğini sandığı kişiden, idealindeki bir diğerini yaratma savaşına girdi demektir. Bu yaklaşımın anlamı orijinal kişiliği öldürmektir. Eğer ilişki, beyefendi meslek sahibi iken kurulmuş, sonradan değişmiş ise, o zaman da beyefendinin -yazılı olmayan bir akitte- verdiği sözleri bir anlamda tutmadığı düşünülebilir; bu da bir hatadır. İlişkiye girildiğinde kişiler birbirlerini olduğu gibi görür ve benimserler. Değişimler olunca bu durum özgün (benimsenerek kabullenilmiş) yapının (ortaklığın) tek taraflı bozulması anlamına gelir.

“Burada kiza "Amaaan istemiyor demek ki bos ver" dedim.”
Öğrencim olduğunuz belli. Sizi yaklaşımınız yüzünden kutlarım.

“Oglan hiç istemiyormus gitmek ama söylene söylene gitmis.”
Beyefendi hatalıdır. Bir şey ya kabul edilir, ya reddedilir. Şikayet etmek (söylenmek) ciddi oranda güçsüzlük belirtisidir. Bir işi yapmak istemeyen, yapmama nedenini dürüstçe açıklar, karşı tarafın argümanlarını bir kez daha dinler, kararını son kez gözden geçirir verdiği sonucu UYGULAR. Kararları inat değil, bir araştırma süreci sonrası vermek, verdiği karara güvenmek ve kolayca yön değiştirmemek de bir kişilik gücü belirtisidir.

“. Sonra oglan kizdan bir sey istemis, kiz yapmamis, oglan diyor ki ben senin için sunu yaptim bunu yaptim, sen benim için yapmadin. SISTIM!
Ben de izninizle aynı sözü diyeyim. :) Bu iki kişinin de kişiliklerinde -her ne kadar sempatik görünmeye çalışsalar da- bence ciddi oranda zayıflıklar olduğu söylenebilir. Derinlerdeki giderilemeyen kaygılar (ki varlık nedenleri güçsüz kimliktir) genelde bu şekilde kişilerin özellerinin dışına taşıp “sen şunu yaptın, ben bunu yaptım” tartışmalarına neden olabilirler. Amaçları karşı tarafı dinleyerek ortak yol aramak değil, başka kişilerin onayını alarak sahip olmadıklarını sezdikleri gücü elde etme arayışıdır. Oysa kararlarını sağduyulu bir araştırma ile almış kimseler diğerlerinin desteği ile güçlenmeye gerek duymazlar; dahası, kararları genel tarafından reddedilse bile sarsılmazlar. Bu yüzden özel konuları özelde tutmayı yeğlerler.

“Böyle tripli, gülüsmeli, sakayla karisik tartistilar önümde.”
Yukarıda söz ettiğim gibi, özel konular özelde ele alınmalıdır.

“"Kiz gibi" bu erkekler. Böyle söyleyince seksist geliyor kulaga ama kötücül anlamda söylemiyorum.”
“Kız gibi” sözünde kadınları küçümseme yok mu? :) Erkek ve kadının rol modellerinin toplumun geneli değil, kişilerin kendi tarafından -ilişkiye özgü- yaratılması gerektiğine inanıyorum. Yaşam içinde farklı yapıları meydana getiren kişilerin -eğer bu ortamda rahatsalar ve karşılıklı olarak birbirlerini mutlu etme çabaları varsa- hatalı olduklarını söylemek zor. Yani bir erkek sizin “kız gibi” dediğiniz konumda yaşarken, rahat ettiği için cinsel yaşamında son derece erkekçe bir seks performansı sergileyebilir. Diğer yandan istemediği bir işte “erkeksin” kalıpları ile çalışmaya zorlanan bir erkek stres altında kalarak, zamanla kişilik ve seks gücünü yitirecek, aile ortamından soğuyacak olabilir.

Ataerkil toplumda, sadece androjen hormonlar tarafından yönetilen içgüdüsel tipler (Freud’a göre “id” kişileri) “erkek” olarak nitelendiği için, bu genelleme dışında kalan erkekler gizli eşcinsellikle bile suçlanabilirler. Oysa en gerçek eşcinseller karşı cinsi -karakter özellikleri dahil- reddeden ve seks dahil HER ŞEYİ kendi cinsleri ile yapmayı arzulayan insanlardır. Örneğin sürekli birbirlerini aşık edinen (basbayağı aşık olan, sevdiklerini yitirince krizlere giren) Yunanlı kahramanlar, androjen erkeklikleri tavan yapmış kişilerdir. Bu model günümüzde “bears” adı ile anılır. Gerçek eşcinsel erkeklerin dünyasında kıllı olmak, iri olmak, kaba olmak, sert olmak gibi vasıflar aranan niteliklerdir.

“Böyle erkekleri ciddiye alamiyorum. "Erkek gibi" gelmiyorlar bana.”
Sizin dünyanız açısından olaya bakarsak bunda da bir yanlış yok. Sizin beyninizdeki erkek adlı model bu şekilde var. Siz böyle yaşarsanız mutlu olabilirsiniz. Bu yüzden bu modele uygun erkeklerle eşleşmeniz gerekir.

“Oglan diyor ki "Uçak biletimi alirsan gelirim." Ciddiydi. Yemegin hesabini ayri ayri ödediler falan.
:)) Bu da bir seçim. Benim beynimdeki doğru kalıplarına ters, hiçbir zaman kadınlar hesap ödetemem, hanım öğrencilerime -eğer onlara ters gelmiyorsa- ilişkilerinde ödememelerini öneririm. Eğer hanım arkadaşıma hesabın yarısını ödetirsem -hiç abartmıyorum- erkek olarak koruyuculuk, sarsılmazlık, ağır yükleri tek başına üstlenme benzeri niteliklerimi yitirdiğim hissine kapılırım. Ama bu yapı benim beynimin genetik kodlama, kültürel etki, inanç eğilimi, yaşarken edinilen bilgi birikimi gibi kalemlerle oluşan kimlik alanıdır. Mutlak doğru olarak nitelenmesi yanlıştır.

“Benim hassasiyetim mi var acaba, yoksa genel olarak kadin-erkek iliskilerinde böyle bir egilim mi var dersiniz?”
Bizim (yaşlı biri olduğumu yine ekleyeyim) dönemimize oranla giderek artan farklı bir eğilim gerçekten var ve bunun nedeni ezoterizm açısından bakarsak Kova Burcu Çağıdır. Kova burcu; eşcinselliğin, cinsiyet değişimin, genel olarak yıkıcı (180 derecelik) değişimlerin burcudur. Bunun nedeni Kova burcunun yönetici planeti Uranus'ün diğer planetlere göre ekseninin yatık ve dönüş yönünün ters olması kadar, mitolojide Uranüs'ün penisi kesilmiş bir tanrı olmasıdır. Kadınların giderek erkekleşmesinin nedeni bu çağ olabilir ve eğer bu teori doğru ise erkeklerde de kadınlaşmanın artacağı söylenebilir.:) Yine de sizin ve benim gibi düşünen (eskini olağanları, yeninin marjinalleri) daima var olacaktır. Anaerkide herkese yer var; yeni çağda azınlıkta kalsak da bizlere de yer olacak, endişe etmeyin.

Ama şunu unutmayın: Yukarıda söz ettiğim ve benim dünyamda “erkeksi özellikler” olarak nitelenen “sarsılmazlık, ağır yükleri istekle üstlenme, koruyuculuk vb.” gibi vasıflara sahip erkekler “rol modeli skalası”nda bir tarafa fazla kaymış kişilerdir… ve DİĞER yana biraz fazla kaymış (belki de edilgen denilebilecek) kadınlardan etkilenir, eşlerini bu kişilerden seçerler. Yani eğer avlanmaya ve özgürlük adı da verilebilecek olan “kendi kararlarını sadece kendi başına almaya” yatkınsanız seçeceğiniz erkeği skalanın ortalarındaki kişilerde arayın derim. Her şeyin bir bedeli var.

Hesabı ödeyen kuralı da koyar… çünkü iktidar (kural koyma ayrıcalığı) “sarsılmazlık, ağır yükleri istekle üstlenme, koruyuculuk vb.” gibi nitelikleri devamlı sergileyerek (istek ve inançla sürekli hesap ödemek de bu özelliklerin sonucudur) elde edilebilir. Kural koymak isteyen hesap öder, hesap ödetmek isteyen kurala boyun eğer diyeyim mi? :D Biraz abarttım tabi ki, ama bu cümlemin evrensel gerçeklere bütünü ile yabancı olduğunu da söylemek zor. ;-)


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -