722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

EZOTERİZM

SORULAR ANA SAYFA
Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Çeşitli İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

TÜM EZOTERİZM SORULARI
20 Aralık 2019
Bilge Hermes arzulari terketmek gerekir diyor (Hermes ve Hermetizm)

Merhaba Janus, sayfaniz tefekkür sürecinde karsima cikti. Pozitif enerjiden bahsetmeniz, insanlari arinmaya ve iyilige sevk etmeniz ne kadar da güzel! Hatta aziz Hermes'ten de alintilar yapiyorsunuz, ben de su anda Hermes'in ögretisini iceren The Perfect Discourse kitabini okuyorum. Dikkatimi ceken, bugünlerde pek cok kisi Hermes'in ögretisini daha zengin bir hayat yasamak icin pazarliyor (instagram yazarlari kitap üzerine kitap basip workshoplar düzenliyorlar). Ancak bilge Hermes, ögretisinde yalnizca arinmaktan ve kutsalliktan bahsediyor. Ilahi olana ulasmak icin maddesel ihtiyaclari, arzulari asagi görmek gerekir diyor. Insanlara putsal tanrilari birakip, ilahi hakikate yönelmek icin tefekkür tavsiye ediyor. Ve üzüntüyle uyariyor, "öyle bir zaman gelecek ki, insanlar umursamazlik, suc, siddet ve savas icerisinde olacaklar. Kötü olan begenilip yükseltilecek, ilahi hayattan ve sadelikten bahsedenler ne yazik ki deli olarak görülecekler". Bu baglamda pozitif olana yönlendirip, kutsal sevgi, nezaket ve merhametle yasamayi önermenizi anlasam da, diger yandan insanlara arzularini elde etmeleri, maddesel olanin pesinden kosmalari icin büyü ögretmenizi anlayamiyorum. Bunu aciklayabilir misiniz lütfen? Tesekkür ederim, sevgiler

YANIT

Sorunuzda (mesajınızda) yer alan birçok noktada -özellikle Hermes Trismegistus hakkında- sizinle hiç de aynı görüşte olmadığımız yerler var.

Ancak başlamadan şu noktanın altını çizeyim: Siz kendi Hermes’inizi, yani size iyi gelecek bir disiplini, yaratmış olabilirsiniz. Ya da belki popüler kültürdeki Hermetizm, bizim bildiğimizden farklı bir şeydir ve de bu yapı size iyi geliyordur. Bu yüzden sözlerimi hoşgörü ile okumanızı rica ediyor; herkesin kendine neyin iyi geleceğini -benim sözlerime de gerek olmadan- hissedebileceğini düşündüğümü vurguluyorum. Eğer okuyacaklarınız sizi az da olsa stres altına sokmaya başlarsa lütfen hemen sayfadan ayrılın. (Bu yaklaşımı yaşamın diğer alanlarında da şiar edinin.) Gerginleştiğiniz her saniye, yaşamdan bir güzelliği boşu boşuna yitirmeniz anlamındadır. İki-üç kuru laf yüzünden böyle bir kayıp yaşamaya inanın ki hiç değmez.

Şimdi öncelikle Hermetizm diyelim; ardından Hermes'e geçecek ve sonra Müslümanlık ve dünyasal duygulara ulaşarak bunlar hakkında uzunca konuşacağız.

Hermetizm, bütünü ile Kabala'dan etkilenmiş bir sistemdir. Golden Dawn adlı okült grubun en önemli kişilerinden olan Israel Regardie bile (ve de Arthur M. Leslie gibi bir dolu yazar/araştırmacı) Hermetizmin doğrudan Kabalizmden etkilendiğini kabul etmiştir.1 Antik Yunan dini, Hermetizm ve Gnostisizm uzmanı, filolojist Richard August Reitzenstein, Hermetizmin Hıristiyanlığı etkilediğini öne sürer; yazar, din adamı ve araştırmacı Marie-Joseph LaGrange ise Hıristiyanlığın Hermetizmi etkilediğini… Ancak bu görüşlerin ortak noktası bu iki sistemin birbirinden etkilendikleri… yani benzer olduklarıdır.

Hermes'in ise aslında -adı “ders” sözcüğüne isim babalığı yapmış olan- ataerkil Yahudi peygamberlerinden İdris (Hanok) olduğu hakkında hayli teori vardır.

The Secret Doctrine, H. P. Blavatsky - Vol. 2
WHO INVENTED WRITING?
XXI
Başta Masonlar olmak üzere bazı kişiler Enoch'u (Hanok'u) Memphis'li Thoth, Yunanlı Hermes, hatta Latin Merkür ile eş gördüler.

İdris'in isminin kökü "ders" (medrese de bu kökten gelmekte) sözcüğüne dayalıdır. İnsanlara ders vermesi ile tanınan bir peygamberdir İdris. Hayli incelemeci onun adının Uhnuh ya da Hanuh olduğunu, ama çok ders verdiği için Enoch (İdris) şeklinde bir takma isim ile tanındığını söylemektedirler.

İdris'in daha farklı (pratik) yetenekleri de vardır: İdris ilk terzidir! İnsanlara elbise giymeyi (örtünmeyi) o öğretmiştir.

İdris'in ilk kez insana öğrettiği konular bu kadarla sınırlı değildir, İdris ilk kez tanrı adına silahla savaşıp "kafirleri" öldürmeyi ve de bu amaç için silah yapmayı (ok ve yayı o icat etmiştir) yani cihadı da öğretmiş bir peygamberdir. İlk kez o tanrı adına silahlı birlikler oluşturmuş ve savaşmaya başlamış... fakat başarısız olmuştur! Bu nedenle hicret etmekten başka yol bulamaz ve yandaşları ile Mısır'a gelir.

İdris'in bir diğer özelliği de tanrıya tapınak yapıp içinde tapınmayı icat etmesidir. Ondan önce (benzerlerinin Anadolu pagan krallıklarında sıkça görüldüğü gibi) tapınaklar doğanın ortasında, sadece bir taş ve altardan oluşan kır tapınaklarıdır. Tapım daima doğada yapılmaktadır.

İdris'in cennette yaşadığı hem Buhari, hem de Kuran tarafından doğrulansa da, gökte var olmasının nedeni tanrıca verilmiş bir karar değil, değim yerinde ise "hasb-el kader" gerçekleşmiş bir olayın sonucudur. Bu olayın içeriği hakkında da öyküler farklı farklıdır. Ülkemizde en yaygın olarak benimsenmiş olan ve Zebdetü’t Tevarih kaynaklı öyküde İdris'in öte dünyaya bir "üçkağıt" sonucu gittiği yazılıdır! Yani öyküye göre tanrı onu kutsallığı nedeni ile "ref" etmemiş, İdris kendi insanca çabası ile bu işi başarmıştır!

İslam İnançları Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu - İdris
İslam inançlarına göre Tanrı'yı kendi sözüyle bağlayan bir kurnazlığı da vardır. Cenneti görmek için Tanrı'nın canını almasını ve kendisine cenneti göstermesini istemiş, bu isteği gerçekleşince de cennetten bir daha çıkmamak için tuba ağacına sımsıkı yapışmış ve Tanrı'ya "her insan ölümü bir kez tadacaktır" ayetini ileri sürerek kendisini artık diriltemeyeceğini, çünkü bir kez ölmüş bulunduğunu söylemiş ve ölümsüzlüğe kavuşarak cennette kalmış.

Bu anlatım en kısa ve basit anlatım olduğu için buraya alıntı yaptım. Konu hakkında daha girift ve detaylı bir dolu bilgi, farklı ulema ve yazarlar tarafından da dile getirilmiştir.

Ayrıca araştırmacılara göre Hermes sadece İdris değil; aynı zamanda Thoth ve Merkür ile aynı kişidir. Bülent Kısa’nın bu konuda hayli araştırması vardır ve grubuna bu adı vermiştir.

Dahası; Hermes ve Thoth… ve hazır mısınız duymaya… maji tanrılarıdırlar! Zaten Bülent kısa grubuna bu yüzden onun adını vermiştir.

Merkür, konuşma ve yazma (entelektüel nitelikler) kadar, aldatıcılığı, kandırıcılığı ile ünlü bir tanrıdır. İdris’in cennette üçkağıt ile kaldığı inancı anımsanmalıdır.

Bizler yaşamı ders olarak dayatan -felsefi doktrinler dahil- hiçbir sistemi/kişiyi savunmayız; çünkü hepsi de sıradan insanın dangalak olduğuna, başında bir güdücü olmazsa kötü, hatta zararlı olarak kalacağı inancına dayalıdırlar. Oysa anaerkide herkesin -rahat bırakılırsa- kendine iyi gelecek şeyleri saptama yeteneği ile doğduğu inancı bulunur. Unutulmamalıdır ki insanlar binlerce yıl boyunca psikolog, doktor, okültist, bizler gibi -ha babam laf üreten- adamlar, kurtarıcı, kutsal, bilge, yok bilmemne olmadan, hem de yaşamın en zorlu sürecinde mis gibi ayakta kalmayı başarmışlardır. ;-)

“Pozitif enerjiden bahsetmeniz, insanlari arinmaya ve iyilige sevk etmeniz”
Biz PE ile kimseyi arınmaya yönlendirmiyoruz; çünkü bize göre PE arınmaya neden olan bir frekans değildir. PE, yanıtlarımda defalarca yazdığım gibi öncelikle rahatlıktır. Ardından heyecan (yaşama heyeacanı), keyif, neşe, coşku, doyum, dinginlik gibi duygular veren bir frekanstır. Bu duygulara siz arınmak diyorsanız, o zaman anlaştık demektir.

Bizler, yaşamın kalbinde olmaya, nabız atışını “iyisi ile ve kötüsü ile, korkmadan, yılmadan, deneyerek, darbe alarak, düşe-kalka, zaman zaman kirlenerek yaşamaya; “bilgelik” denilen popüler sözcüğün ancak böyle elde edilebileceğine inanırız. Bir köşede kitaplar okumak, ya da tefekküre dalmak bize uygun değildir. Gerçek bilgeler eğer “yaşamın ustaları” denilen kişilerse, Crowley’in dediği gibi onları en çok Shaolin Manastırı benzeri yerlerde değil, iş adamları arasında bulabilirsiniz. (Sözlerimde Shaolin manastırını küçümseme bulunmamaktadır.) Eğer bilgeler yaşamın ustaları değillerse, yani “yaşamak” adlı safaride ustalaşmamışlarsa, “bilgeleşeceğim diye gösterdiğim çaba ne işe yaradı?” diye kendilerine bir sormalıdırlar. ;-)

“"öyle bir zaman gelecek ki, insanlar umursamazlik, suc, siddet ve savas icerisinde olacaklar. Kötü olan begenilip yükseltilecek, ilahi hayattan ve sadelikten bahsedenler ne yazik ki deli olarak görülecekler".”
Şimdi biraz anlaşmaya başladık… ama çok da değil. :)

Anlaştığımız nokta, Kova burcu çağında suç, şiddet, umursamazlık ve kabalığın artacağıdır.

Anlaşamadığımız nokta ise genelin (olağan yaşamlar süren sıradan kişilerin) iyi olanı anlayamayacağı (bu yüzden illaki bir güdücüye gerek duyacağı) düşüncesidir. Genelin değersiz ve anlayışsız olduğu tam olarak ataerkil bir görüştür… çünkü ataerkide üstün (ÜSTte) olan değerlidir. Yahveh -Kabalistlerin diğer inançlardan kaparozladıkları- Hayat Ağacı’nda bile en üsttedir. Müslümanlıkta ise Allah kalptedir. Zaten saman altından yürütülen amaç, herkesi üste çıkmaya zorlamak ile birbirine kırdırmak kadar, yekpareliği (öncel tamlığı) bozmaktır.

Oysa “Halkın sesi hakkın sesidir”. Bu söz sadece bazı adamların kafasını kopartmayı özgürlük olarak iteleyen bir devrimin (Fransızların ünlü kanlı devrimlerinden bir diğerinin) popüler sözü olarak algılanmamalıdır. Hak, Müslümanlıkta Allah’ın güzel adlarındandır (“Varlığı değişmeden duran”). Paganizmde bir öncel tanrıdır. Bizlere göre Allah, Tanrı, Ana Tanrıça/Baba Tanrı gibi adlar alan iyiliğin çıkış noktası Yaratıcı'nın kendidir, varlığın ana/temel/öncel alanıdır. Kuantum düzeyinin daha alt katmanlarında değişmeden durmaktadır ("kollarını açmış, ondan kopan çocuklarını beklemekte olan bir ana/babadır" diyerek biraz "romantik çekeyim". :) (Ona hala bağlıyız aslında. Einstein'ın son nefesine dek yok etmeye çalıştığı, oysa deneysel ortamda kanıtlanan (ama nedenleri hala çözülemeyen) non-local entanglement, yani "Kuantum Dolanıklığı", aslında bu gerçeğin kanıtıdır. Aynı nedenler yüzünden, gerçekte her insan özde iyidir.)

“Ilahi olana ulasmak icin maddesel ihtiyaclari, arzulari asagi görmek gerekir diyor.”
Eğer Hermes “Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır” dediyse, ardından “Maddesel ihtiyaç ve arzular” diyerek bu duygulara burun büktü ise, kendi ile çelişmiştir; çünkü dünyada (aşağıda) olan bu duygular da yukarıda bulunuyor demektir. :)

Üzülerek söylemem gerekir ki, yazdığınız sözler tam da Yahveh incileridir, İdris ve benzerlerinin kafa yapısıdır (böylece Hermes’in kim olduğu da ortaya çıktı bence :) ve ataerkinin hayata şahane bir gol atmak adına yaptığı ilk ortadır: Yahu, bu dünyadaki tensel her güzelliği yaratan tanrıdır. Onları lanetleyen sadece Yahudilik ve Hıristiyanlıktır. O “bedensel” denilerek küçümsenen nitelikler Müslüman cennetinin temel taşlarıdır. Müslümanlığın -erdem olarak nitelenen yollarla PEye ulaşan kişilere- vaat ettiği armağanlardır. Aslında vaat edilen armağan-marmağan da yoktur belki. Beyin elektriği pozitive edildikçe, bölünmüş tamlık bir edildikçe, öncel evrenden frekanslarla senkronize oldukça bu yasak güzellikler hayata bir-bir akmaya başlar. Bu yüzden şöyle bir iddiamız vardır: En güzel seks hayatına, en şahane geçici partner ya da kalıcı eşlere (kişi hangisine eğilimli ise), sahip olmanın yolu ERDEMDİR! Yani özverili, hoşgörülü, paylaşımcı, anlayışlı, efendi, şefkatli, güvenilir, dengeli vb. kişilerin hayatında en özenilen unsurlar (örneğin keyif, neşe, bolluk, cinsel doyum, eğlence vb.) kolayca elde edilir. (İstedikleri her ne ise o kolayca elde edilir.) Ama erdem, Yahudi dini etkisi ile (arınmaydı, marınmaydı diye) öyle bir dünya dışı ve spiritüel hale sokulmuştur ki, hayat adlı safariye katılmak istemeyenler ve de cehennem korkusu taşıyanlardan başka herkese itici gelir olmuştur. Sizin Hermes'e benden söyleyin; buralarda salyangoz satmaya kalkarsa baltayı taşa vurmuş olur. :D

fussilet
31 Biz, dünya yaşayışında da size dostuz, ahirette de ve burada, canınız ne isterse var ve burada dilediğiniz her şey sizin.

zuhruf
71 Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.

tur
(19-20) Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.

Hem paganizmde, hem Müslümanlıkta, madde -sanılanın aksine- yüceltilir! Müslüman din adamlarının refah ve keyifli sayılabilecek yaşamlar sürmeleri (örneğin lüks araç kullanıyor olabilmeleri, tekne yolculukları, hatta jetski kullanmaları :) bu görüşün kanıtıdır. Müslüman cenneti, küçümsenen maddesel keyiflerin akıl almaz ölçüde güçlülerinin bulunduğu bir yerdir. Lüks benzeri insan beyninde PE yaratan tüm olguların çıkış noktası/mebdei zaten cennet, yani kuantum uzayının derinlerindeki mutlak yapıdır. Müslümanlık bunları (edep içinde elde etmek şartı ile) savunsa da, Yahudi dininin popüler kültüre sızması ile gerçekler gölgelenmiştir.

Kısaca; Yahudi laflarının pop kültür ile yaşamlara sokulması ile gömülen asıl Müslümanlık bilgisi şudur: Dünyasal arzu denen şeylerin beyinde yarattığı hazların TÜMÜnün çıkış noktası cennet, yani öncel evrendir. Bunlar yasak, küçümsenmesi ve uzak durulması gerekli şeyler değillerdir! Ancak onlara SADECE ERDEMLER aracılığı ile ulaşılır. Erdem, güzelliklere ulaşmaya (cennete doğru) götüren yolun giriş kapısıdır.

[Müslümanlık gibi, Tasavvuf gibi sıcacık, rahatlatıcı (keyife, dostluğa yönelten, diğer yandan da carnal arzuları küçümsemeyen) ve de özümüzde (öz kültürümüzde) bulunan bir imkan varken -bence- alelacayip şeylere tevessül etmek zaman kaybıdır. Müslümanlığın güzelliğini -yine bence- yaşamak isteyen, dilerse işin şeriat yanı (oruç, kurban, içki yasağı vb.) ile -tıpkı Aleviler gibi- fazla içli dışlı olmamayı seçebilir. Arap ülkelerinin tersine (bu sözümde kesinlikle Arapları küçümseme yer almamaktadır), bizim bu güzel ülkemizde bu seçimi rahatça (kolumuz bacağımız kesilmeden, taşlanmadan) yaşamaya şansımız vardır. Bu şansı kullanmamak yazık...]

“diger yandan insanlara arzularini elde etmeleri, maddesel olanin pesinden kosmalari icin büyü ögretmenizi anlayamıyorum”
İnsanların arzularını elde etmesi için yardım etmekte ne kötülük olabilir ki?

Ayrıca maddesel olanın peşinde koşmayıp acayip şeylere özenmek, yaşarken ölmekten de kötüdür; çünkü ölüm ötesi bile öyle kötü bir yer değildir! Oraya PE taşıyan bir alan (ruh) ile erişildiğinde, oraların, Yahudilik ve Hıristiyanlığın "tuuu-kaka" şeklinde lanse ettiği güzelliklerle dolu olduğu görülecektir. Belki oralarda (cennete) hanımların üzerine abanacak Best Model'ler, ya da beylerin üzerine abanacağı çıtırlar veya MILF'ler, hatta ayakları öpülecek Mistressler yoktur... Belki içileceği vaat edilen şarap Chardonnay, Merlot, ya da Sauvignon blanc değildir; ama tüm bunlara dünyada sahip olunduğunda HİSSEDİLECEK DUYGULARIN AYNISI YAŞANACAK, YA DA TADILACAKTIR.

Bu güzelliklere (alana) ulaştıran evrim, madde dünyasında YAŞAYARAK (var olarak manasında değil, yaşamın her katmanını BAŞARI İLE GEÇEREK) elde edilebilecek bir şeydir, uzlete çekilerek değil. Maddeden “yücelmek” adına uzaklaşanlar, beyin elektriği yapılarını olduğu gibi süslü kutulara hapsederek yukarılara çıkmaya çalıştıklarını bence bilmelidirler. Ne yazık bu yaklaşımları nedeniyle daha çok kere bu beğenmedikleri madde ortamına gelmek zorunda kalacaklardır; çünkü süslü kutulara hapsedilse de, o kutu içindekilerin ortaya dökülüp yeniden -doğru şekilde- modellenmesinden kaçmak olanaksızdır. Gereksiz çabalar sadece işleri geciktirmeye yarayacaktır.

Sadece yanıtlarımda değil, Majikal Eğitimi tanıtan sayfalarda açıkça ifade ettiğim gibi maji -ataerki tarafından karalanmış- bir şifa yoludur. Sanılanın aksine, olumsuz beyin elektriği ile arzuları elde etmek olanaksızdır. Bu düşüncenin bilimsel denilebilecek (bilimsel bilgilere gönderme yapan) nedenselliği, gerek eğitimde, gerek eğitim tanıtımında, gerekse yanıtlarımda defalarca açıklanmıştır.

Teşekkür etme ve bana “siz” şeklinde hitap etme inceliğiniz için şükranlar sunuyorum size. Bunlar değerli seçimler. Ayrıca yanıtlarımda “nezaket”i savunmamı fark etmeniz de beni gerçekten sevindirdi; çünkü bu yaklaşım, sizin de nezakete önem verdiğinizi göstermekte. :) Yolunuz açık olsun.



DİP NOTLAR

Israel Regardie - The Golden Dawn, s.15.
Arthur M. Leslie - Jews at the Time of the Renaissance.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -