722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

EZOTERİZM

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM EZOTERİZM SORULARI
14 Aralık 2018
Nasıl dua etmek gerek?

Sizi ve sitenizi kesfettigim için çok mutluyum, sanki altin madeni bulmusum gibi bana iyi geliyorsunuz. Emeginiz için çok tesekkürler Sevgili Janus. Soruma gelince... Biraz garip kaçacak bir soru olucak ancak ben dua etmesini bilmedigime kanaat getirdim. iki senedir issizim ve borçlarimdan dolayi oldukça sikintidayim, üç ay kadar önce ben bir anda durduk yere ellerimi havaya kaldirdim, "yetti artik bana 10 bin tl'lik bir is gelecek" diye içimden gelen büyük bir coskuyla dua ettim. (10 bin tl'lik maas benim sektörumde en düsük paradir, açgözlülükten istemedim bu miktari) Ertesi gün, çoktan unuttugum bir is basvurusuna cevap geldi ve maasimin 10 bin tl olacagi söylendi ancak bir deneme günü olacakti. (Cruise gemilerinde halkla iliskiler müdüreligi pozisyonu) Deneme gününe gittim fakat sirketin sahibi tarafindan sözel tacize ugradim ve elbette onca borç batagima ragmen isi kabul etmeyip, geri çevirdim... Ettigim ve aninda kabul olunan duam hayra dönüsmedigi gibi beni bunalima sürükledi. 2 sene bekle, bekle ve sonunda olana bak:( Duayi, dilekleri yanlis mi yapiyorum? Açik açik dua etmeme gerek mi var? Yani bana 10bin tl'lik bir is ama daimi olsun, hayirli, guzel bir is mi gelsin diye mi dua etmeliyim...bu durum o kadar çok yasaniyor ki, bir yerde hata yaptigima eminim ama nerede?

Bir de bir baska sorum daha olacak, neden ailelerimizin kaderini döngüsel bir sekilde yasamaya devam ediyoruz? Ben annemden çok farkli bir yola gitmis olsam da, son 4 yilda yasadiklarim tipatip onun yasadiklarinin aynisina dönüstü. Dürüst olarak itiraf etmeliyim ki, annemi küçümsedigim (hep aglamasi, güçsüz olmasi ve kendine acimasi) konulari su anda ben yapar oldum? Onun kaderine nasil ve nerede bulastim, bilemiyorum... En içten sevgilerimle, neseniz bol olsun Janus.

YANIT

Dua ve maji çok benzer mekanizmalardır. Her ikisi de dalga fonksiyonunu arzu yönünde çöktürmeyi hedefler… ve bu sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Bu yüzden “yan binada oturan çaçaron komşu/beni çekemeyen iş arkadaşım, bana/anneme/halama/neneme vb. büyü yaptı, işler bu yüzden ters gidiyor” inancı asılsız, hatta gülünçtür.

Evren (makrokozmos), iki farklı dinamiğin, insanların mutluluğu ile güçlenen vs. acısı ile güçlenen iki zıt vibrasyonun, İKİ POLAR YAPIDAKİ ODAĞIN çarpışma alanıdır. Bu durumun nedenleri anaerkil ezoterizmin yaratılış mitinde açıklanır. (Önceki sorularda bu konuya çok değindim.) Makrokozmosta birbirini yok edemeyecek kadar güçlü (madde evreninde negativite, pozitivite kadar güçlüdür; negativitenin insan beyni tarafından seçilebilmesi/yeğlenebilmesi ve onun frkeansını yayacak şekilde davranılabilmesi bu düşüncenin kanıtıdır) iki frekanstan (ki, dinsel literatürde bunlara Allah [Müslümanlık has ismi] ve Şeytan denmektedir) daha güçlü genlikte bir dalga boyu üretebilmek mantıken bile olanaksızdır. Düşünce yapısına göre kontak kurulan odak doğrultusunda bazı düzeltmeler veya yıkımlar var etmek mümkündür, dua ve majinin bel kemiği bu gerçektir, gerçeklik böyle yaratılır. Ancak onları aşmak (yani bir beynin celp ettiği odak aracılığı ile çöktürmekte olduğu gerçekliği, bir diğer beynin alt üst etmesi, tersine çevirmesi, yapısını değiştirmesi) imkansızdır.

Majinin duaya üstünlüğü, hedeflenen odak ile kontak kurmak adına metotlar sunmasıdır. Bu yüzden majiyi “Çok, çok güçlü dua” olarak adlandırabilirsiniz. Ancak majide -adept düzeyinde bile- başarı oranının maksimum %70 olarak ifade edildiği hatırlanırsa duaların gerçekleşme miktarının hayli tartışmalı olduğu görülebilir.

Majide başarısızlık nedenleri boldur. Bunların içinde dünyanın jeomanyetizması, iyonosfer durumları bile sayılabilir. Ancak ana neden seçilen ana hedef alan (temel PE /temel NE) ile kontağın zayıflığıdır. Kontağın zayıf olma nedeni ise seçilen odağa “benzeme miktarı”nın azlığıdır. Olaya okültizm değil, fizik olarak bakın: Bir senkronizasyondan söz ediyoruz… Frekanslar aynı olmazsa (benzerlik yoksa), iki alan senkronize olmaz.

Biraz daha basitleştirelim: Birine kötülük etmek istiyorsanız yeteri kadar kötü, iyi bir sonuç elde etmek istiyorsanız yeteri kadar iyi olamamak başarıyı doğrudan etkileyecektir. İnsanlar ise genelde bu iki odağın ortamlarının ortalarında yer alırlar. Bunun da nedeni orta nokta olan dünya adlı gezegende bedenlenecek ruh taşımalarıdır. Ancak yeterince kötü olanın benzerlik arttıkça giderek hiçbir isteğine sahip olamayacağı, odak tarafından sürekli acı çektirileceği unutulmamalıdır. Negativite ortamında, odağın beslenmesi (enerjilenmesi) beyindeki acı oranı ile artacağı için kontak güçlendikçe kişinin yüzleşeceği şartlar da kötüleşecektir.

Eğitimde sürekli söylediğimiz bir şey vardır, o da majinin aslında ritüelistik bir iş değil, nano saniyede gerçekleşen bir sonuç olduğu; bu yüzden öğretilenlerin (ritüelistik majinin, uzun zikirlerin vb.) sadece bir yol olarak görülmesidir. Hedef, anlık olarak maji yapmaktır. Ancak tabiidir ki bu düzeye ulaşmak hayli zordur.

Aslında işin traji-komik yanı bu düzeye zaten varılmış olmasıdır; çünkü gerçeklik herkes tarafından (herkesin beyni tarafından), her an, ama fark etmeden yaratılmaktadır. Zorluğun nedeni bunun bilinçli biçimde yapılamayacağına inanılmasıdır.

Bazı durumlarda -bu farkında olmadan yapılan- işlemin devresine arzular GİRME FIRSATI BULURLAR, dualar kabul olurlar, düşünceler gerçekleşirler. Bu durumların nedenlerine örnek olarak;

  • dünyanın jeomanyetik durumu,
  • beyin elektriğinizdeki pozitif vibrasyon,
  • beden pozisyonunuz,
  • elektronlarınızın eşleşme durumu1 (fizikçi arkadaşlar hoşgörülü olsunlar, burası okült ortam),
  • frontal lob aktivitesi,
  • serotonin düzeyi vb.
sayılabilir.

Böylece dalga fonksiyonu her zamanki elektriğinizle davranmadığınız, ideal konumu yakaladığınız için, arzularınız yönünde çöker.

Ancak evrende fizik kuralları gereği her sistem orijinal haline dönme eğilimindedir. Bu nedenle ne yazık ki beyin elektriği kısa sürede eski, olağan haline döner (örneğin annenizin/eşinizin/patronun/elemanın bir lafına “köpürürsünüz”, kendinize kızarsınız, kendinize acırsınız, olumsuz olayları yeniden düşünmeye başlarsınız, arkadaşınızla dertleşirsiniz vb.); oluşturulan ideal durum sürdürülemez.

Ve -sonunda- sorunuza geleyim: Doğru dua etmek (yani her duanın kabul olması, veya her majikal çalışmanın başarıya ulaşması) için çok farklı kalemler gereklidir ve bunların hepsini realize etmek hayli zordur. Bu yüzden uyanıklık yapın ve ana enerjiye yönelin, yani hayata bakışınızı pozitive edin derim. O zaman dua etmenize bile gerek kalmayacak olabilir.

Yine de bu yanıtımın da sizi tatmin etmediğini, pratik bazı çözümler beklediğiniz biliyorum. Bu yüzden şu önerileri ekleyeyim:

  • Hedef aldığınız odağın (ki ülkemizdeki yaygın inanç modeli Müslümanlık olduğuna göre bu odak büyük olasılıkla Allah olacaktır) varlığına, sizi duyup duymadığına, istediğinizi beğenip beğenmeyeceğine, gerçekleştirip gerçekleşmeyeceğine yönelik içinizde -katre- kuşku olmamalıdır.
  • Dua ederken kesinlikle içerikte (ruh/beyin durumunuzda) yalvarma eğilimi bulunmamalıdır. (Yalvarma varsa hem korku, hem acı vardır. Korku ve acı NE ile kontağa neden olur.)
  • İsteğinizin sıcak bir şekilde, içinizde sevgi duygusunu uyandırmış biçimde, kibarca, yumuşaklıkla, bir saygın ve çok sevdiğiniz dost ile konuşur gibi deklare edilmesi gerekir.
  • Ve son olarak sizi dinleyenin (kontak kurmaya çalıştığnız odağın) estetikten, sevince, coşkudan, özveriye, anlayıştan, güzelliğe, aşktan, cinsel hazza dek tüm pozitif niteliklerin yaratıcısı ve aklınızın almayacağı kadar güçlü odağı olduğunun bilince olun. Onun yapısına ters şeyler istediğinizde kontağı asla kuramayacağınızı, ama onun zıttı ile an bazında kurmuş olabileceğinizi unutmayın.
Dua konunuz sizin için -dinsel literatüre göre- “hayırlıysa”, ezoterik literatüre göre “onun frekansına paralel frekanstaysa" ve kontak kurulabilmişse, kesinlikle gerçekleşecektir.

Arzunuz gerçekleşmediğinde; isteğinizin içeriğini, inancınızın gücünü, ya da beyin elektriğinizin frekansını kontrol edin.

Ancak altının çizilmesi gerekli bir konu daha var:
Duanızda aşırı detay olduğu zaman bunun anlamı karşınızdaki odağa güvensizliktir;
çünkü

  • onun sizden yüce olduğuna,
  • sizi sevdiğine,
  • sizi mutlu görmek istediğine,
  • bunun için çok şey yapmakta olduğuna
inancınız varsa o zaman Müslümanlıktaki ünlü şablon doğrultusunda “Hakkımda hayırlı ne ise o olsun” şeklinde dua edersiniz.

Oysa detay verdiğinizde aslında ona pek de güvenmediğinizi, kendi isteklerinizin sizi onun vereceklerinden daha mutlu edeceğine inandığınızı göstermektesiniz. Bu tavır da (inançsızlık ve “ben ne istersem o olmalı” eğilimi) NE celp eder ve kontak kopar.

Toparlayayım: Dualar, hedef odağınıza kişilik olarak benzeme ve ona güvenme ölçünüze paralel şekilde realize olurlar.

neden ailelerimizin kaderini döngüsel bir sekilde yasamaya devam ediyoruz?
Kesinlikle ataerkil bir tuzaktır bu görüş. Yukarıda uzun-uzadıya anlattığım gibi beyin yaratmada özgürdür. Ancak “ailesel döngü kader” benzeri belli bir oluşuma inandığınızda (ataerkinin hedefi zaten budur), sadece ona inandığınız için, ailesel döngü kader yaşamaya koyulursunuz.

Mesajınızın girişi bölümündeki sıcaklık içinizde ciddi oranda PE potansiyeli olduğunu göstermekte. Oysa ilerleyen satırlarda ataerkil inançlar devreye giriyor. Bu nedenle beyninizdeki kalıpları yıkabildiğiniz ve hayata ihtiras değil, “ben rahat olayım da, ne gelirse kabulüm” yaklaşımı ile bakabildiğinizde, bir süre her şeyin sizi ürkütecek şekilde değişmeye başladığını görecek, değişime korkmadan uyum göstermeyi sürdürürseniz, gelmeye koyulanların güzelliği ile şaşırıp kendinizden geçeceksiniz.

Oysa ne yazık ki hiç kimse değişime istekli değildir. Herkes hem “doğru” olarak bellediği yola sımsıkı sarılı olarak kalmayı, hem de aklına taktıklarını elde etmeyi ister.

Bu yaklaşım ise evrensel akıma uyum göstermek değil, evrensel yapıyı istekler doğrultusunda icbar ederek değiştirmeye çalışmak demektir… ki, buna kimsenin gücü yetmez.

Sıcaklığınız bizleri gerçekten ısıttı (bu mesajı yazdığım günde hava çok soğuk)… Hakkımızdaki gönül okşayan teşekkürlerinize aynen karşılık veriyoruz. Bu güzel enerjiniz küçük düzeltmelerle artarak sürecek bence.





DİP NOTLAR

[1] Electron radical pair.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Makaleler    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -